11 Aralık 1917’de, İngiliz General Edmund Allenby’nin yürüyerek Kudüs eski şehir surlarından içeri girişi, Ortadoğu’da bir dönemin de sonuna işaret ediyordu.
Yıllar içerisinde verilen siyonist eğitimin sapkın bir tarikata dönüştüğünü ve İsrail’de kitlelerin insana has merhamet formatından sıyrılmaya başladığını açıkça gördüğüm�
Bebekler ölüyor diyoruz, karşılığında “meşru müdafaa” yanıtını alıyoruz. Masumlar bombalanıyor diye haykırıyoruz, cevaben “kutsanan İsrail halkı” şeklinde tutumlar görüyor
Filistin’deki işgal, sanatçıların çizgileriyle dile geldi. Dünyaca ünlü Filistinli illüstratörlerin eserlerinin yer aldığı “Filistin, Daima” sergisi Beyoğlu İstiklal Sanat Galeris
Soru şu: Siz bütün bunlara rağmen bunun gibi durumlarda herkesi öldürür müydünüz, yoksa duruma göre karar verip bazen öldürmekten vazgeçer miydiniz? “Gazze İçin Sessizlik” kitabın
Avrupa’da, Amerika’da, İspanya’da Müslüman olmayan hatta hiçbir dine inanmadığını daha önce açıklamış birçok ünlü, Gazze’ye insani açıdan tepkisiz kalmazken “bizimkiler”
Üzgün hissederiz, mutlu hissederiz, kaygılı hissederiz. Bin bir çeşit ruh haline girer çıkarız. Gün içinde bile bir ruh halinden diğerine geçeriz. İnsan hisseden bir varlıktır.
Siz savaşla ilgili ve bana dair skeçler yazın, teoriler üretin. Senaryoları ihmal etmeyin. İyi bir rol verin bana. Nasıl öleceğimi ayrıntılarıyla açıklayın. Ben gideyim artık.
Batı’nın vicdanı yoktur. Çünkü kandan ve sömürüden besleniyor. İnsanın bir değeri yoktur. Bütün değerler sadece kendilerinin belirlediği sınırlar içinde yer alıyor.
Filistin’de yaşayan birilerinin geçmişte topraklarını İsrail’e satıp satmadıkları ile ilgili spekülatif tartışmalar da bundan farklı değildir. Tarihte pek çok şey olmuştur ama her
Sadece inançlı olmak yetmiyor, inandırıcı da olmak zorundayız. Uzun sözün kısası: Halis niyet, salih amel ve hayırlı emek bahsini, samimi bir şekilde yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Sokaktaki adamın anlayacağı dilde belirtelim. Modern yaşamı doğuran sanayidir. Sanayi doğal yaşamın baş düşmanıdır. Ondan vazgeçmeksizin “doğa dostu” olunamaz.
İzlenimlerimi “köşe yazısı ebadıyla” sınırlasam da, dikkatli okurlar, Ürdün’den aktardığım her bir anekdotun, aslında ayrı birer yazı konusu olduğunu gözden kaçırmamıştır.
Türkçe’yi ve Türk kültürünü dünyaya tanıtan Yunus Emre Enstitüsü (YEE), 2009’dan beri Asya’dan Amerika’ya birçok coğrafyada milyonlarca kişiye Türkçe’yi ve Türk kültürün�
Yapabileceğimiz her şeyi yaptığımızdan emin olamıyoruz ya bir türlü. Üzgünlüğümüz ve yılgın öfkemiz en çok ondan. Yapabileceğimiz her şeyi yaptığımızdan emin olabilsek üzgün