İlk aşamada Türkiye ve Rusya/rejim birbirlerini test edecektir. Yaşanacak kayıplar neticesinde kimin savaşı daha uzun süre sürdürme konusunda kararlı olduğu anlaşılacaktır. Muhtemelen T
Avrupa’nın büyük bir eşiği atlamak üzere olduğunun altı çizilebilir. Bu eşik, bütün kurumları yavaş yavaş yıkılan modernitenin, henüz devri son bulmadan, kendine has yöntemlerle
İnsanın içinde bulunduğu genel durum çok da iyimserlik gerektirmiyor. Ülkemiz düzleminde baktığımızda huzursuzlukların sonuçlarını görebiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi denen saçmal�
Arabayı sağa çekip durdu. Yanındaki kadın “Niye durdun?” diye sordu. Başını çevirmeden “Duymuyor musun salâ veriliyor” dedi. Kadın şaşkın “Salâ da ne demek?” Bu defa başın
Türkiye’de hızlıca yaygınlaşan bir fenomen mevcut: Batı ülkelerinde yetişen âlim/vaizler, özellikle lise-üniversite çağındaki Müslümanlar tarafından büyük bir dikkatle izlenip tak
Çağımızda insanlık modern bunalımların sonunda yalnızlaşmakta ve manevi boşlukların doldurulması için bu tür alışkanlıklara yönelmektedir. İnanç temelli çözüm çalışmalarını
İnsan sadece tabiatı değil, kendini de tahrip ediyor. İnsanımızın çektiği ruh ve kültür ızdırabına göz mü yumacağız? Asıl derdimizin “kaybolan insanlığımız” olduğu hakikati
Adorno, her ne kadar “Doğruyla sahici eşitlenemez” dese de ahlaki ve ontolojik tecessüsler arasındaki zımni mütekabiliyeti örseleyecek yahut imkansızlaştıracak insani, makul bir nedensel
Osmanlı döneminde, rivayete göre II. Mahmut zamanında münasebetsizliği ile maruf Münasebetsiz Mehmet Efendi namında biri varmış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Askerlerimize en küçük zarar gelmesi halinde rejim güçlerini her yerde vuracağımızı ilan ediyorum." dedi.
Netflix'te yayınlanan 'Malcolm X'i kim öldürdü?' isimli belgeselin ardından Manhattan Bölge Savcılığı, yeni bilgilerin ortaya çıktığı gerekçesiyle suikast dosyasının yeniden açılac
İçimizde tek bir ağaca bile tahammül edemeyenler, onu görmeyip geçenler var. Arabasına park yeri açmak için “Ulan bir gece şu mereti deviriversem ne lazım gelir” diye düşünen maganda
Osman Bölükbaşı ile ilgili yazımda onun basın hürriyeti ve yargı bağımsızlığı konusunda 1956’da yaptığı bir konuşmadan bahsetmiştim. Birçok okuyucum konuşmayı burada yayımlama
Onun için yemek yemek bir zorunluluktu ve elinden geldiğince az yemeye çalışıyordu. Eğer yeteri kadar yemek yemezse gittikçe daha da zayıflayacağını ve gelecekteki hastalıklara karşı di
Koronavirüsün Çin ekonomisi üzerindeki etkisini tartışabilmek için henüz erken, ancak hem bu etkisinin SARS’a göre daha derin olacağını, hem de küresel ekonomi üzerinde SARS’a kıyas