Hem Asch deneylerinde hem de Milgram deneylerinde insanların yaklaşık üçte biri inandığı doğrunun arkasında durur, gerçekte ısrar eder, kendi değerlerine karşı davranmaz. Hakikat ısrar
Marx, hakikatin yarısını söylemiştir: Kimse insanların hiç olmazsa yan yarıya maddi şartlara tabi olduğunu kimse inkâr edemez. Fakat bu hakikatin ancak yarısıdır. Öbür yarısı, insa
“Üşüyen bir elin en yakın cebe sığınması gibi” dedi beyaz saçlı adam, “Kendi içine kapanıyor bazı insanlar!”
Modern zamanların, ilkel ve kaba insanı, cahiliye devrini aratmıyor. Rızkın sahibinden haberi olmayan, yaşam gayesini unutan insanlar, acı akıbetlerini hazırlıyor. Depresyon çıkmazındaki
İbrahim Kalın, ''Akıl ve Erdem'' adlı eserinin üçüncü bölümünde; İnsan kelimesinin kökenini oluşturan ünsiyet ve yakınlık kelimesi için bir şerh koyma gereği duyar ve ünsiyet ve y
“İyi fikirlere ihtiyacımız var” dedi kürsüdeki adam. “İyi insanlar olmadan mı?” diye geçirdi içinden dinleyenlerden biri.
Müthiş cemaat organizasyonları yokken, siyasal konumlar elde edilememişken, ekonomik konumlar hayal bile edilmezken bu toprakların güvencesi olan insanların sahip oldukları değerlerin korunma
Kalbin, insanlardan çektiği bunca çilelere rağmen insan oğluna hizmetten usanmayışının hikmetine şaşacaksın belki. O bilir ki hayâ hikmetle beraberdir; hizmetse kalbin en büyük emrid
Bir kaç aydır zaman zaman medyaya bir haber düşüyor. Adamın birisi on kişilik bir grup ile İstanbul’un bazı gecekondu semtlerinde bakkallardaki veresiye borçlarını sildiriyor, insanlara
Türkiye’nin eşbaşkanlığında dün BM Cenevre Ofisinde düzenlenen Küresel Mülteci Forumu BM’nin Aralık 2018’de New York’ta kabul ettiği “Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakat”
Batılı devlet sadece sömürdüğü toplumları değil, kendi toplumunu da "böl ve yönet" anlayışıyla şekillendirmiştir. İnsanlar bireylere ve kimliklere bölünmüş; mahalle, komşuluk ve
Benim kahramanlarım, gerçek hayattan kopuk, bir vakfa, bir büroya, bir dergâha, bir üniversite odasına, bir konferans salonuna, bir gazete köşesine hapsolmayan, şişirilmiş değil, hormonlu
Yirminci yüzyılda öldürülen insan sayısı, önceki beş bin yılda öldürülen insanların toplamından fazla. Ahlaki körlük çağında hepimiz acı bize ilişmediği sürece onu unutmayı ve
Günlük hayatta bazen görüyoruz. Maruz kaldığımız da oluyor. Her türlü fenalığı yapıyor, insanların hayatı ve haysiyetiyle oynuyor, fakat zerre bedel ödemeden, hiçbir şey olmamış g
Aşk aslı itibariyle cismanî (dünyevî) ve yine aslı itibariyle ilâhî (uhrevî) olmak üzere ikiye tab’an ayrılmış mıdır; yoksa biz insanlar bu ayrımı keyfimiz istediği için, işimize