TV'de Prof Üstün Gökmen, halkımızın uzmanların görüşlerine itibar etmediği ve pozitif bilimlerin verilerini esas almadığı’’ndan yakınıyor. Evet, katı ve donuk bir yabancı ideoloj
Bizim için cami bir “sosyalleşme alanı” değil çünkü. Oysa yaşlılarımız için camii, arkadaşlarını gördüğü, vakit geçirdiği, yarenlik ettiği bir yerdi. Parklar hakeza. Çay bah
Böylesi afetler insanlara ve toplumlara hayatı yeniden düşünmeleri için bir fırsat sunar. Dünyanın hadsiz büyümeyle, güç savaşlarıyla, mülteci krizi ve iklim değişikliğine kayıtsı
Ezana beş dakika var. Cami yakın yetişirim. Misafirler yabancı değil, müsaade almaya gerek yok. Hem sonra buna alışıklar, ilk defa şahit olmuyorlarki. Namaza gidiyorum demesem kimse 'Nereye
‘İnsan en çok yaşadığı yere benzer’ demişti biri değil mi? ‘Üst üste yerleştirilmiş kutular’ın zihnimizdeki ilk çağrışımları ‘istif’, ‘benzerlik’ ve ‘sıkışma.�
Kapitalizm YER değiştiriyor: Batı’yı terkediyor Doğu’ya yerleşiyor... Ve kapitalizm ANLAM değiştiriyor: Dünya, bildiğimiz dünya olmayacak artık. İnsanlar açıkça sürü gibi kullan�
Amiş Efendi de, "Cenab-ı Hakk zatı gereği (bizatihi) en büyüktür. Başkasına nisbetle değil!" der. (Bu, şerhi uzun sürecek bir bahistir.) Kullarına gelince, insanoğlu bir damla sudan yara
Dünyanın her tarafından yansıyan görüntülerden insan idrakine yansıyan, o toplumların manevî dünyasından da haber veriyordu. Hem Çin’de, hem de Avrupa ve Amerika’da meydana gelen ‘c
Değişim hızlı ve zorunlu oldu. İster biyolojik silah deyin, isterse yanlış yaşam tarzından doğan ve doğal biçimde üreyen mikrop. İnsanoğlunun hayatındaki her şeyini değiştirecek kad
George Orwell 20. Yüzyılın başında Hindistan’da doğmuş bir İngiliz’dir. Hayvan Çiftliği adlı eseri, temelde ele alınan toplumun yani çiftliğin psikolojisi ile zaman içerisinde hayva
Kirliliğin sadece bedenimizi sardığını zannettik. Oysa değilmiş. Ruhumuzun ne kadar kirlendiği ortada. Koronavirüs korkusuyla maske, deterjan, sabun, kağıt mendil, kağıt havlu, kolonya gi
Eşitlik adına söylenen her şey kadın için bir eziyet ve kadın-erkek açısından da ötekileştirmeden başka bir şey değildir. Kadının doğal yapısına biyolojik indirgemecilik diyen anla
“İstiklâl Marşı... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lâzım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim mille
"Irk"ın yaptığı atıflar alanında yaşanan değişimin ayrıntılarını bilmemek mümkündür. Buna karşılık, Birinci Meclis'in 1921'de millî marş olarak kabûl ettiği metindeki "kahraman
Müslüman için, Allah rızasının gaye edilmediği bir hayat, teferruatlardan ibaret bir hayattır. İslam davasını sırtlanmayan ve nefsinin peşinde koşan sıradan insanlar, hayatlarını tefe