Ezana beş dakika var. Cami yakın yetişirim. Misafirler yabancı değil, müsaade almaya gerek yok. Hem sonra buna alışıklar, ilk defa şahit olmuyorlarki. Namaza gidiyorum demesem kimse 'Nereye
Koronavirüs salgını “eşi görülmemiş bir felaket” diye tanımlanıyor. Modern zamanlar için doğru bir tespit. Ama tarihte insanoğlu bundan çok daha büyük felaketler gördü. Dolayısı
Türkiye’de Erdoğan Yönetimi’nce sadece bu sahada yapılan çalışmaları bile dünya kamuoyu takdirle kabul ederken, ‘taife-i laicus’dan bir kısım kişiler, bunca büyük hizmetleri yapa
Fas, İran ile diplomatik ilişkileri kesmiş, bu doğrultuda Tahran'daki elçiliğini kapatma kararı almış, İran Büyükelçisinin de ülkeyi terk etmesini istemişti. İşte, Fas'ın Batı Sahra
Dünya yeni bir salgına daha tanıklık ederken, her salgında bu krizlerin nasıl yönetileceği konusunda özel bir şeyler öğrenildi.
Yaratılış bu anlamı ile bir kurguyu içermektedir. Her şeyin yerli yerinde ve denge üzere yaratılması; varlığın istikametinin ve kıvamının/dengesinin varlığı, kurgunun sağlamlılığ
‘İnsan en çok yaşadığı yere benzer’ demişti biri değil mi? ‘Üst üste yerleştirilmiş kutular’ın zihnimizdeki ilk çağrışımları ‘istif’, ‘benzerlik’ ve ‘sıkışma.�
Müslüman insanın bilincinde, meydana gelebilecek her türlü zorluğa ve sıkıntıya karşı bir ön kabul vardır. Çünkü önceden umumi çerçevede uyarılmıştır: “Andolsun ki sizi biraz
Amiş Efendi de, "Cenab-ı Hakk zatı gereği (bizatihi) en büyüktür. Başkasına nisbetle değil!" der. (Bu, şerhi uzun sürecek bir bahistir.) Kullarına gelince, insanoğlu bir damla sudan yara
Müslüman için imtihan doğrusu bir kez daha yeniden başlamaktadır; inanmak ile muamelat arasındaki makasın giderek açılması “Luther”liğe giden yolun ilk adımı sayılır. Bu aynı zama
“Kara Ölüm” olarak bilinen tarihteki en büyük salgın, 1346-1353 yılları arasında meydana gelmişti. İtalyanların her tarafa yaydıkları veba salgını sonucunda Avrupa nüfusunun üçte
Kişi ve eser düzeyinde bile tam bir dökümü çıkarılmamış, muhteva açısından üzerinde hemen hiç çalışma yapılmamış, metinleri yayımlanmamış, büyük oranda yazma kültür özelli
Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ile İtilaf Devletleri arasında gerçekleşen deniz ve kara savaşlarıdır. İtilaf Devletleri, hem Osmanlı'nın merkezi olan İsta
Modern insanın etrafı bir “korku çemberi” ile çevrilmiştir. Bu çemberi delmek için “bilime ve teknolojiye bel bağlanır, sığınılır”. Bütün bir kozmetik-turizm-ilaç-ulaşım-giy
Müslümanlar olarak, aklımıza-hayalimize gelmeyen durumlarla karşılaştığımız ve şaşkınlıklara düştüğümüz bir dönemden geçiyoruz. İslâm tarihi boyunca benzeri kriz dönemleri s�