Sosyal Medya

Gökhan Özcan: Çiğ inatlar, paramparça aynalar

İnanacak sağlam bir kulp, bir tutamak, gönüllerini serinletecek bir ferahlık bulamamış insanlar bunlar... Tek tutunabildikleri şey dünya, cehaletin en koyusu bu, bilmediğini bilmekten kaçabilmek için bildiğini zannettiğine adeta ‘iman’ etmek... Cehalet, hakikat aynasına baktığında parça parça olur. Madem ki insan insanın aynasıdır, cahile cehaletini aşikar edecek o aynalar nerede peki?



“Yatak odasındaki yatağın üstünde kırık bir ayna yatıyordu; parçaları kendini bir araya getirmeye çalışan ama baÅŸaramayan bir dünya misali çırpınır gibiydi” diyor J. G. Ballard, ‘Gökdelen’ ismini verdiÄŸi distopik romanında.
 
Kimileri için her ÅŸey çok zor... Ellerinden kayıp gitmekte olan bir ÅŸeye sımsıkı tutunmaya çalışıyorlar. Panik halinde... O kadar panik halinde ki, söylediklerinin, yaptıklarının gerçeklerle arasının sürekli açılmakta olduÄŸunu görmeye vakitleri yok. Artık söylene söylene eskitilmiÅŸ sığ ezberlere, herkesin bildiÄŸi abuk sabuk hezeyanlara sığınmanın kendilerini ne kadar gülünç duruma düÅŸürdüÄŸünün de farkında deÄŸiller. Aslında her ÅŸeyin kapalı devre yaÅŸandığı, zorlamayla ÅŸiÅŸirildiÄŸi dönemlerin toplama ÅŸahsiyetleri bunlar...
 
Süslü varaklarını azıcık kazıdığınızda kalitesizlikleri, olmamışlıkları, ÅŸaşırtıcı irtifalara kadar düÅŸebilen seviyeleri çıkıveriyor ortaya. Ä°nsan öfkelense mi, üzülse mi, bilemiyor. Taşınamaz cehaletlerini o kadar havalı taşıma gayretindeler ki ilk anda öfkesini kabartıyor insanın böyleleri. Bitmek bilmeyen afra tafraları, yersizce saçıp savurdukları beÅŸinci sınıf argümanları, bakışlarından hiç çıkarmadıkları at gözlükleri ve acıklı derecede gülünç ama bir o kadar da sarsılmaz özgüvenleriyle durmadan göz önündeler üstelik. Laf anlatmanın, izaha çalışmanın, kiÅŸiliklerine ekledikleri bütün o cehalet ayıplarını görmelerini saÄŸlamanın bir yolu olsa, bir çoÄŸumuz denerdik bunu en azından. Ama cehaletin en koyusu bu, bilmediÄŸini bilmekten kaçabilmek için bildiÄŸini zannettiÄŸine adeta ‘iman’ etmek... Ä°natçılıkta doz aşımı böyle durumlarda ortaya çıkıyor iÅŸte ve bunda herkesin öfkesini celbeden bir taraf var. Ancak uzun uzun baktığınızda bu öfke yatışıyor yavaÅŸ yavaÅŸ ve yerini hüzün alıyor. Hallerini anlamaya çalıştığınızda hüzün bu defa bir tür kedere dönüÅŸüyor hızla.
 
Ä°nanacak saÄŸlam bir kulp, bir tutamak, gönüllerini serinletecek bir ferahlık bulamamış insanlar bunlar... Tek tutunabildikleri ÅŸey dünya, o da ellerinden kayıp gidiyor her gün biraz daha. DerinliÄŸine bir izahları yok sunabilecekleri kendilerine; hayat, insan, alem, varlık hakkında. Bu sebeple ki, buldukları en sığ, en kliÅŸe izahları kutsuyor, bunlara dört elle sarılıyorlar. Bunu bu kadar gürültüyle yapıyor olmaları, dikkat çekmek için belki de kaybolmuÅŸluklarına. Dikkatli bakarsanız, çocukların haddi aÅŸan bütün huysuzluklarının altında buna benzer bir ilgi açlığı görürsünüz mesela. Fark edilmek, anlaşılmak, sevilmek, baÄŸra basılmak isterler ama bunu herkesin anlayacağı ÅŸekilde söylemeye kelimeleri yetmez.
 
Söze “kimileri” diye girdiÄŸime bakmayın, aslında belli birilerinden söz ediyor deÄŸilim. Belki aklınıza gelen bazı isimler bu duruma daha bariz biçimde uyuyor olabilirler ama bilelim ki hepimizin zihinsel ve duygusal iç katmanlarında az ya da çok var böyle zemini zayıflamış bölgeler. KliÅŸelerle, ezberlerle, sığ izahlarla üstü örtülmüÅŸ cahilane cesaretler, çiÄŸ inatlar, kelimelerini bulamayan huysuzluklar... Dönüp dönüp boÅŸ tekerlemelerle ömür geçirmeyi adet haline getirmiÅŸ birtakım karakterlerin önünde durmamızda, öfkemizin hiç aramıyormuÅŸ gibi görünmesine raÄŸmen daima açığa çıkmak için sebepler bulabiliyor olmasında düÅŸünülecek, yüzleÅŸilecek taraflar, alınacak dersler olmalı.
 
Her ÅŸey gelip geçiyor. Dünya elimizden kayıp gidiyor. Ä°nsan, gelip geçmeyen, kayıp gitmeyen ÅŸeylere tutunabileceÄŸi bir kulp bulmalı kendine. Bazen o kulp da bir insandır. Åžunca kalabalık içinde tutunacak bir kulp bulamayanların insanlığını, onlara tutunacak bir kulp olamamışlığımızdan ayırarak düÅŸünebilir miyiz gerçekten?
 
Cehalet, hakikat aynasına baktığında parça parça olur.
 
Madem ki insan insanın aynasıdır, cahile cehaletini aşikar edecek o aynalar nerede peki?
 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.