İslamcılık yani İmparatorluk ufku Tanzimat sonrasındaki müsavat, savunma ve düşkünlüğün ürettiği içeriksiz tecdid-ihya-ıslah girdabının değil 1700'lerdeki Müslüman asaleti ve üst
Bizans Çaka Bey'in kılıcından kurtulurken, Çaka Bey dindaşı, soydaşı ve damadı Kılıç Arslan'ın kılıcından kurtulamadı. Ne demiş atalar? Unutma; düşman kör nişancıdır, ama dost
Günlük hayatta, bir kişinin, inançları ile eylemleri arasında tutarsızlık gözlendiğinde ve durum kendisine ifâde edildiğinde, verdiği yanıt hemen hemen aynıdır: “O başka, bu başka!
Kendiyle yüzleşmeyi kim göze alabilir? Elbette sadece değişimi umabilen! Hiçbir şey değişmeyecekse kişi kendisiyle niçin yüzleşsin?
İbrahim Efendi Akif’e “Neden yeterince diremediniz” diye sitemlerde bulunduğu zaman verdiği cevap manidardır: İbrahim Efendi darmadağınığım, yıllardır namazlarımı sehiv secdesiyle
Cumhuriyetin kurucusu” ana muhalefet partisinin başkanının “Suriye Türkmenlerine yardım için Arapça nutuk gönderdik”, dediğini duyunca nutkum tutuldu!
Kıbrıs’ta ne yaptık biz. Otel, banka, üniversite.. Otel dedikse, çoğu kumarhane işletmecisi ve “Show”larla idare ediyor işi(!). Banka dedikse para aklama merkezleri...
Baştan söyleyelim: Maraş’da elimiz kuvvetli. Bu kuvvet nereden geliyor? Vakıfcılığımızdan! İyi ki vakıflarımız var!
Ortaoyunun ve meddah geleneğinin son temsilcisi olan büyük sanatkâr İsmail Dümbüllü’nün kavuğu yine el değiştirdi. Kel Hasan’a ait olduğu söylenen, Kel Hasan’dan Dümbüllü’ye,
Hükümde Tevhid sarsılırsa, ortaya Firavunlar çıkar!
“Belki de film bittiğinde” dedi beyaz saçlı adam, “tam olarak bitmiyordur!”
Günlük hayatta, bir kişinin, inançları ile eylemleri arasında tutarsızlık gözlendiğinde ve durum kendisine ifâde edildiğinde, verdiği yanıt hemen hemen aynıdır: “O başka, bu başka!
Ermenistan’ın son provokasyon içerikli adımları, Azerbaycan’ın sınırlarını taciz içerikli tutumu, sadece iç faktör olarak yorumlanmamalı!
İnsanoğlu nasıl da zayıf bir yaratık! Çoğu zaman kendi zekâsını, kendi düşgücünü, kendi fikri birikimini önemseyerek yaşıyor. Kendinin ne düşünemediği noktaların yarın kendi ha
“Herkes bir gün on beş dakikalığına meşhur olacak” demişti Andy Warhol. Keşke ihmal etmeyip, geri kalan bütün zamanlar boyunca hepimizin yine sıradan insanlar olacağımızı da eklesey