Herkesten farklıyız zannediyoruz, değiliz. Herkesten başkayız zannediyoruz, değiliz. Herkesten çokuz zannediyoruz, değiliz. Herkesten akıllıyız zannediyoruz, değiliz. Herkesten doluyuz zan
Biri o tarafı gösteriyor, topluca o tarafa doğru koşuyoruz. Biri bu tarafı gösteriyor, topluca bu tarafa koşuyoruz. Biri gülün diyor, gülüyoruz. Biri surat asın diyor, asıyoruz. Biri ger�
"Bütün hınçlar içimizde pusuya yatan şeylerden doğar; birbirimize kavuşamadık, bu yüzden başkalarını asla affetmiyoruz” diyor Emil Michel Cioran. Hepimizin temel meşgalelerinden birinin
Elimizi kolumuzu bağlayan bir şey var sanki. Aklımızdan geçen nice güzel şeyi yapmaya güç yetiremiyoruz. Kendi içimizde çok iyi insanlarız da sanki, bunu başkalarına göstermeye yarayaca
Çocuklarımıza kendi kurduğumuz, kurarken insana muhabbet veren pek çok şeyden vazgeçtiğimiz ve vazgeçtiğimiz o şeyleri hatırlamamak için zihnimizi sürekli bir şeylerle meşgul etme ihti
Ebediyet fikrini hayatlarına mihenk edinen bilgeler dünyayı aydınlatan bir medeniyetin kandilleri olarak bulundular dünyada; bizlerse bir hicran sızısı olarak derinlerimizde hissediyoruz sadec
Medya neden gerçeklerden çok imajlarla ilgileniyor? Çünkü hiç kimse gününü gerçeklerle geçirmek istemiyor. Yani gerçeklerin hiç müşterisi yok! Arz, doğal olarak talebin çağırdığı
Herkes öyle ya da böyle yoldan geçen bir adam oldu. Ne kadar tenhalaştı, gerçekten bir yerden bir yere giden adamların hanesi... Ne kadar zor duyuluyor, kelimelerini gerçek seferlere gönderen
Akıl fikir sahibi bir insan olmanın hiçbir kestirme yolu yok, bu dünyanın her yerinde milyon kere ispatlanmış muhkem bir hikaye... Gazete okuyarak, televizyon izleyerek, sosyal medyada vakit ö
Kalemler var, yazdığından habersiz. Kelamlar var, mânâsından habersiz. Konuşan var, dediğinden habersiz.
Yaşadığımız ağırlıkların üstümüzden alınacağı bir vaktin geleceğine kendimizi inandırıyor, insanlığımıza çeki düzen vermeyi hep o muhal vakte erteliyoruz. Şu sıkıntılı gü
Hayatı şehirlerimiz, meydanlarımız, yollarımız, evlerimiz, mobilyalarımız gibi sert çizgilerle, düz ve keskin hatlarla düşünmeye ve algılamaya başladık.
Kitaplar, daha çok eski tarihli kitaplar, insanların 'insan'ın bu kadar uzağında olmadığı zamanlarda yazılan kitaplar, iç dünyamıza güneşli genişlikler, tatlı serinlikler armağan ediy
Belli bir rekabet ya da çatışma ortamı içinde değilsek yerimizin neresi olduğunu pek bilemiyoruz artık.
içinde olduğumuz birtakım süreçlerden söz ediyoruz sürekli. Bu süreç lafı, henüz nihai noktasına varmamış bir gidişatın ortalarında bir yerdeymiş gibi ayaküstünde tutuyor sürekli