Bu alemden bir alim göçtü. Yaşadığımız alemin, bizi şekillendirmiş, inşa etmiş, yormuş ve eğlendirmiş olan alemin gizli ve aşikar boyutlarının en kıymetli şahitlerinden, yetiştird
Dünya yavaş yavaş alıyor o kabiliyeti bizden. Büyüyor, büyüdükçe kendimize dair bir unutkanlık ediniyoruz. Dünya bulaşıyor her yanımıza. Ve bu bizi, ömrümüzün sonuna kadar bir daha
Olması gereken kendi kültür ürünlerimizi en kaliteli ve en kendimiz olarak meydana getirerek onun yaygınlaşması ile uğraşmaktır… Bu aşamada da “kendimiz olanın” ne olduğu hususunda
“Mevlid” hayatımızdan çıkıp gidiyor ve asker uğurlayan gençler yol kesip, meşale yakıp, arabalarla drift çekiyorlarsa bu durum neye delâlet ediyor? “Bizi biz yapan değerler”in gün
Özellikle bizim gibi, tarihinin belli bir döneminde radikal bir kırılmaya maruz kalmış ülkede, sadece yitiğinin nerede olduğunun farkında bile olunmayan hallerde değil, bir de ne yitirdiği
WhatsApp üzerinden yürütülen tartışmalar aslında bireyselliğin nasıl da yalana dönüştürülebileceği veya ne denli soysuzlaştırılabileceği üzerine zayıf bir ışık gönderdi. Gör�
Yaşamayı tam olarak bilemediğimiz, kendine özgülüğünün, başkalığının ayırdına varamadığımız, anlamına eremediğimiz özel zamanlar kaçırılmış trenler gibi boş bir istasyonun
İnsan hayır ve şer arasında gidip gelen sarkaç gibidir. İnsanı insan yapan şart zaafları ve acılarıdır.
"Medeniyet”, Arapça kökenli bir kelimedir. Bu kelimenin başındaki “mim” harfi kaldırıldığında “deniyet” kalır. “Deniyet” de “alçaklık” demektir. Akif, medeniyetin, deniye
Siyer Kuran’ın menzilidir. Hak ile Batılı Ayırandır. İnsan hikâyeden ibarettir. Hayvanların hikâyeleri olmaz. Çünkü hafızaları yoktur. İnsanın tarihi, hayvanın ise geçmişi olur. �
19. yüzyılın sonlarında dünyanın neredeyse dörtte üçü Avrupalı emperyalistler tarafından sömürülüyordu. Makro bir analiz yerine Mustafa Özel, Joseph Conrad’ın romanlarından hareke
Başçavuşa misafirliğe gelenler bir defasında ufak bir bomba patlaması gürültüsüyle irkilmişler. Telaşlanan konuklar nedir, noluyoruz diye anlamaya çalışırken başçavuş açıklamış:
Çağ, çağrımızın kurduğu bir çağ değil. Bir çağlayan hiç değil. Hepimizi yutan, uyutan, bizi bizden, bizim kavramlarımızdan, anlam haritalarımızdan, hakikat dünyamızdan, ruhumuzdan
Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. Kötülüğün hızlı yıkıcılığına karşı iyiliğin usul akan iyileştirici ırmağına sığınmak lazım gelir. O kırık kazma iyiliğe, “bizim köf
Mesele bizim ‘ihtiyar’, İbrahim Çolak...Ben bir mahkeme olsam, iki tarafın delillerini ortaya koymasını beklerdim hüküm vermek için... Ama pek çok noktası muğlak bu hadiseye bakarken be