Tarih boyunca disipline edilmeye çalışılan özellikle kadın bedeni, tüketim toplumunda en çok tüketilen nesne haline dönüştürülürken, kültürel sermayeden yoksun bireylere de bedenleriy
Şark kültüründe birey, tek başına bir hiçtir. Tek başına hak arayamaz. Kendi aklı ve fikri doğrultusunda söz söyleyip görüş beyan edemez. Daima bir gruba, cemaate, tarikata, şeyhe itt
Bir şeyleri fetişleştirmeye ya da bir şeylerden nefret etmeye zorlanmış bir zihinle insan dünyayı nasıl görür? Gördüğü dünyayı nasıl algılar? Algıladığı dünya, dünyanın asl
Arabadaydık. Üç kişiydik. Üç yakın arkadaştık. Sıcaktı.
Yine Ortadou ve bölgemizde şeytan bölgemizde fazla mesai yapıyor. Şeytanın yol arkadaşı birileri de boş durmayacak, fitne ateşine odun taşımaya devam edecekler.
Üsküdar Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü 4. Sınıf öğrencileri ‘Mezuniyet Projesi ’ dersi kapsamında bir halkla ilişkiler kampanyası düzenleyerek özel öğrenme güçlüğünü
ABD, Süleymani suikastına benzer suikastlara devam ederek, İran’ı caydırmayı, söz dinlemesini ve müzakere masasına oturmasını sağlamayı hedefliyor. Bu müzakere masasında İran’dan z
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, süresiz nafaka konusunda, “Ömür boyu nafaka hususu bir taraf için gerçekten eziyet. Kadın, erkek diye de bakmamak lazım. Kim ödüyorsa süresiz nafaka sürdü
Tanzimat'tan beri içinde savrulduğumuz "baskıcılık-komploculuk" sarmalını kırmak ancak onu yaratan yapısal nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir
İsmail Kara’nın ‘İsyan Ahlâkı Peşinde-Nurettin Topçu Albümü’nü okurken, seyrederken bir düşünce adamının hayatının dışında, onun yaşadığı günleri, kişileri de okumuş o
Sevgili seküler kardeşim; kızmayacaksan bir şey söyleyeceğim. Öncelikle şurada bir anlaşalım. “Din konuşmak”, senin paşa gönlüne, modern algına, inandığın yalana göre şekil ala
Çok konuşuyor, az dinliyoruz. Danışmıyor, danışıyor gibi yapıyoruz. Ortaokulda Pirali isimli bir arkadaşımız vardı. O kadar konuşurdu ki, en sabırlı öğretmenlerimiz bile çileden ç�
24 Şubat 1942’de içinde sekiz yüze yakın Yahudi göçmenin bulunduğu ve “yüzen tabut” olarak nitelendirilen Struma adlı gemi Karadeniz’de bir Rus denizaltısı tarafından torpillendi.
Hem hatırat hem de gezi kitabı olarak sayılabilecek “Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi” kitabı konusu itibariyle 1850’li yılların Orta Asya’sını anlatan, İstanbul’dan başlayarak
Canlarını kurtarabilen Müslümanlar, “Elveda Kastinya, elveda Valencia” diyerek bindikleri kayıklarla Akdeniz’e açılıp gözyaşları içinde Endülüs’e veda ediyor. Beni çok etkileyen