Sevgili seküler kardeşim; kızmayacaksan bir şey söyleyeceğim. Öncelikle şurada bir anlaşalım. “Din konuşmak”, senin paşa gönlüne, modern algına, inandığın yalana göre şekil ala
Çok konuşuyor, az dinliyoruz. Danışmıyor, danışıyor gibi yapıyoruz. Ortaokulda Pirali isimli bir arkadaşımız vardı. O kadar konuşurdu ki, en sabırlı öğretmenlerimiz bile çileden ç�
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, İran'da düşen Ukrayna Havayolları'na ait yolcu uçağının füzeyle vurulduğuna dair iddialara ilişkin, “ABD, Kanada ve Birleşik Krallık hükümetlerine
24 Şubat 1942’de içinde sekiz yüze yakın Yahudi göçmenin bulunduğu ve “yüzen tabut” olarak nitelendirilen Struma adlı gemi Karadeniz’de bir Rus denizaltısı tarafından torpillendi.
Canlarını kurtarabilen Müslümanlar, “Elveda Kastinya, elveda Valencia” diyerek bindikleri kayıklarla Akdeniz’e açılıp gözyaşları içinde Endülüs’e veda ediyor. Beni çok etkileyen
İki roman okudum; kadının rol yapma kapasitesine dairdi. Rol sahnede olduğunda sıkıntı yok. Ama gündelik hayata dâhil olabilmek için rol yapmak zorunda kalmak, kendi dışına çıkmak, kend
Vaad edilmiş ülke ya da Kutsal Topraklar aslında tabii ki bizde, yani insan olabilendedir. Baba evinden çöle çıkmak üzere uzaklaşan, ancak bulduğu verimli toprakların aslında yuvası oldu�
Yürürlükteki ahlâkî çerçeveyi parçalayıp onun yerine hakkaniyetten başka hiçbir şeyin hükmünü yürütemediği bir ahlâkî değeri ikame etmezsek kurtuluş yoluna girmemiz imkânsız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Engelli Vatandaşlarımızın ve Devlet Korumasından Yararlanmış Gençlerimizin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Töreni"nde konuştu.
İran Şia’sı Kasım Süleymani’nin ölümüyle düşmanına karşı psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. Bu anlamda yüzlerce yıllık Şia geleneğini de göz önüne aldığımızda Süleym
Bir Sırp atasözü şöyle der: “Mutlak kesin olan tek şey gelecektir; çünkü geçmiş durmaksızın/sürekli değişir”. Son iki yüzyılın dünyasını en iyi ifade eden belki de en güzel
Mümin de depresyon yaşar ama onu onurla taşır, dünyanın tüm yüklerini, O’ndan gelen tüm musibetleri, dertleri, tasaları, hüzünleri, acıları onurla taşıdığı gibi. “Hüküm O’nu
İlginç olan, Avrupalıların mesela Endülüs Araplarıyla kültürel süreklilik bağı içinde olduklarını zar zor ve biraz geç de olsa kabul etmiş olmalarına rağmen, asla ve kat’a Türkle
Osmanlı’dan miras kalan kadim kavram “mahalle olgusu” bize aslında çok şey ifade eder. Sorumluluk bilinci ile sosyal dayanışmayı; birbirlerini tanıyan ve birlikte ibadet eden insanların
Osmanlı kontrolünden çıkalı iki asra yakın bir süre geçmesine rağmen gerek kültürel anlamda gerek de mimari açıdan İslam’ın izlerini sürmek bugün bile mümkündür.