“Ekonomik krizin derinleştiği, son kaza ile de büyük darbe alan Lübnan’da başlatılan ‘Lübnan yeniden Fransa’nın hakimiyetine girsin’ konulu kampanyada imza sayısı 36 bine ulaştı
İsrail'deki sağcı Zehut (Kimlik) Partisi Başkanı ve eski Meclis Başkan Yardımcısı Moshe Feiglin, Beyrut Limanı'nda meydana gelen ve çok sayıda kişinin ölümüne yol açan patlamayla ilgi
Bilişim ve teknolojiyi, Bilgi ve Akıllı Toplum kavramlarını doğru okuyanlara öncülük hakkı verilirse absürt kavgalardan arınıp verimli/zengin topraklarda yaşadığımızı anlarız. Veri
Vaktiyle Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Necip Fazıl cezalandırılırken kimse Türkiye’de şairler, yazarlar cezalandırılıyor dememişti.
Ömer Seyfettin: ‘Fikir’ demek nasıl ‘lâfız’ demekse âdeta ‘milliyet’ demek de ‘lisan’ demektir. Ömer Seyfettin'i, Türkçede sadeleşme fikrinden Türkçülük akımına kadar b
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borell’in şu cümlesiyle başlayalım: “Türkiye Doğu Akdeniz’de agresif bir tutum sergiliyor.” Asıl agre
Bölgesel güçlerin çatışma alanı olarak kabul edilen Lübnan’da, son aylarda ortaya çıkan ekonomik krizin ardından bir faciaya yol açan bu patlamanın, tesadüf gibi görünse dahi “sonu
Lübnan'da büyük bir patlama sonucu yıkıma uğrayan Akdeniz'in en büyük limanlarından Beyrut Limanı (BL) ülke ekonomisinin can damarı sayılıyordu.
Nükller enerji aslında insanlık tarihi boyunca gerçekleştirilen bilimsel ve teknolojik kazanımların bir birikimi olarak ortaya çıkmıştır. Derlediğimiz kısa bir nükleer enerji tarihi adl
Hipersonik füzelerin hız ve rakımlarının kombinasyonu onları takip etmeyi ve durdurmayı oldukça zorlaştırıyor.
Bütün ölümler erken ölümdür diyoruz ya, gidenlerin sevenlerinin gönlünde bıraktığı hisler bakımından gerçekten böyledir bu. Ama işin aslı, her ölüm vaktindedir, ne erken ne de ge�
Kim bilir, belki bu süreçte ruhumuzu yeterince tahkîm edebilmeyi başarırız da merhume şairemiz Gülten Akın’ın “Ah, kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya” dediği güçlü d
“Had” kavramının insan için, insanın dünyadaki varlığı ve hemcinsleri ile ilişkisi için ve nihayet tabiatla münesebeti bakımından fevkalade önemli olduğuna inanıyorum.
İnsanın kendine ‘kim’ olduğunu sormasına belki açıktan değil ama örtülü bir alaycılıkla yaklaşılıyor bugün. Oysa gelmiş geçmiş zamanlar boyunca kendi hakikatine giden yola ilk a
İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlar, birçok asılsız tezlere dayanıyorlar. Bunun başında sözleşmeden çekilme durumunda, kadına şiddetin artacağı ve kadına şiddetin savunulacağı yön