İsrail’in Kudüs’ün tamamını işgal etmesi veya onu başkent yapması ona sahip olduğu anlamına gelmiyor. Zira Kudüs’ün kutsallığı onu zorla elde edenin kazanabileceği bir ödül de�
Muhammed Hamidullah’ın (1908-2002) “Hz. Peygamber’in Savaşları” isimli kitabından altını çizdiğim bu satırları, Ketebe Yayınları’nın aralık ayı kitapları arasında okura takd
Rekabetin ve tamahkarlığın insanı iyi yönde güdülediğine, bu yönüyle de kaçınılmaz olduğuna dair Batılı anlayışı artık bir kenara bırakalım. Rekabet saldırganlığı kamçılar
Bugün, emperyalistler, İslam ülkeleri/halkları/toplumları üzerinde, kendi kişisel mülkleri gibi tasarrufta bulunabiliyor. Ayrımcı bir modernleşme, ayrımcı bir evrensellik ideolojisi, halk
İman dinî-ahlâkî tecrübenin medarıdır. Bu yüzden, imanın tabiatı adamakıllı biçimde irdelenmesi gereken bir konudur. İslam kelam geleneğinde iman “tasdik” kavramına bağlanarak tan
Genç okuyucularımız Tanpınar’ın bugünkü popülerliğine bakarak Huzur’un yayımlandığı tarihte kapışıldığını zannedebilirler. Hayır, Huzur’un ilk baskısı 1970’lere kadar pi
Bir topluma kendi rengini verebilmek, orada inancından ve hayat tarzından kaynaklanan kendi kültürünü oluşturabilmeye bağlıdır. Kültürden bizim anladığımız şudur: Edindiğiniz bilgile
Bu başlık altında bir kitap yazılabilir. Benim yazacağım bunun küçük bir parçası.
Karmatiler nesiller boyunca ayakta kalmayı başarabilen, komünist bir toplumun tarihteki ilk örneğidir. Ancak onlar sonsuza kadar, İslam dünyası üzerinde şok etkisi yaratan Mekke’de işledi
Devlet denilen ve saltanatla özdeşleşen o büyük mekanizmanın bir çarkı olmaya razı olmayan Mithat Paşa , dönemin geçer akçe kavramlarına sığınarak saltanat sisteminin karşısına dik
Nicedir bir hafiye gibi o gazetenin peşindeydim. İskilipli Atıf Hoca’nın İstiklal Mahkemesi’ne sunduğu ama hakimler heyetince kabul edilmeyen o belge nerede olabilirdi? Nihayet 1920 Ekim’i
Suudi Arabistan’ın kurucu kralı Abdulaziz, 9 Kasım 1953’te, Tâif’teki yazlık sarayında öldüğünde, ardında Ortadoğu’nun en güçlü ve zengin devletlerinden birini bırakmıştı. U
ABD ve İsrail ile ortak politikalar yürüten (onlara maşalık yapan) Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır bir araya gelip Osmanlı’yı karalayan, ‘işgalci’ gösteren
İslam toplumunda merkezde “Hak” olması gerekir. Onun için biz “Hakk’a tapan bir milletiz”. Aslolan Allah’ın rızasıdır çünkü. “Hukuk” “Hak”kı koruyan, ona tabi bir düzen
Demokrasi sahnesinde yerli veya İslâmî güçler bağımsızlığa, yeni alternatiflere yönelme gücü oluşturduğunda Batılılar demokratik yapının iptaline, faşizmin güçlenmesine ön açab