Şimdi şehirlerde, yüksek binaların üst katlarındayız. İnsanın insandan düştüğü yerdeyiz. Hayatı kendisinden ibaret sananların hücumlarına maruz kalıyoruz. Mazaretler diyarındayız.
Rusya, ABD ile İran arasında Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle derinleşen krizden, daha önce Suriye ve Libya'da olduğu gibi, kârlı çıkmanın hesaplarını yapıyor.
Hiç bir işaret, simge olarak bizatihi kendisini göstermez; belirli bir duruma, eyleme işaret eder. Her bir kavram da delalet ettiği nesneyi ortaya çıkarırken diğer tüm nesneleri örter. Tüm
Kudret, sadece yapmaya değil, yapmamaya da muktedir olanın sıfatı.
Sivrisineğin vızıltısı, kurbağanın vıraklaması, bir başına güçlü veya güçsüz diye telakki edilebilecek silahlar değil… Önemli olan, her silahın, her maharetin, her marifetin, ken
Cahar Dudayev, Çeçenistan'ın bağımsızlık savaşına öncülük etmiş onurlu bir komutan olarak tarihe geçti
Gerek eğlence merkezlerini, kafeleri, alışveriş merkezlerini dolduran gençler. Gençliğin ideali tüketim üzerine kurgulu. Çok para kazanma, rahat ve modern bir hayat yaşama. İdealsizlik, ü
Gıdaları, eşyaları saklama ve koruma koşulları vardır. Kendimizi korumanın şartlarına dikkat etmezsek, çabuk bozuluruz. O halde soralım: Ne durumdayız?
Yakın tarihe bakışımız salt duygusal! “Duygusal” olanın “bilimsel”, “tarihsel”, “mantıksal” olmak gibi bir zorunluluğu zaten yoktur: Yakın tarihe ilişkin “derin analiz”le
100.000’e yakın cami var, yurdun dört bir yanına dağılmış ve bunun daha fazlası Diyanet personeli. Müezzini var, Kur’an kursu hocası var. Düşünün bir o kadar cami derneği var, sadec
Bu dünyanın gerçek zenginleri iman eden ve yaşamlarını istikamet üzere sürdürebilenlerdir. Bu dünyanın gerçek zenginleri inanan ve inandıkları gibi yaşamayı başarabilenlerdir.
“Neden bir şey yok değil de var? Çünkü eğer bir şey yoksa, o zaman matematiğin başı dertte… İyi de, ne olmuş? Bir takım sembollerin karışması, tutarsızlaşması dünyanın nede
Düşmanın diliyle konuşanların düşmanın mantığına teslim olması kaçınılmazdır. Nitekim bir sonraki aşamada ‘ılımlı-aşırı’ ayrımı türünden tasnifleme çabalarının da ayn
Âkif, 63 yıllık hayatında, hep hüznün içinde umudun; mütevazilik içinde dik duruşun; kimsesizlik içinde “sessiz kahraman” olmanın temsilcisi olmuştur.
Somali’de, Libya’da, Suriye’de… Türlü imkânsızlıklara ve reel-politiğin dayattığı zorluklara rağmen, vicdanın ve insanlığın tarafında saf tutmak… Bu çizgi, hiçbir zaman bozu