2018 yılının politik-askeri durum değerlendirmesini yaparken, Türkiye’de ve dünyada önümüzdeki 2019 ve sonrasında, kısa ve orta vade de risklerin, bölgesel çatışmaların, anlaşmazlı
Düşmanın diliyle konuşanların düşmanın mantığına teslim olması kaçınılmazdır. Nitekim bir sonraki aşamada ‘ılımlı-aşırı’ ayrımı türünden tasnifleme çabalarının da ayn
Bir Müslüman hemen her gününün muhasebesini yapar. Başını yastığa koyduğu zaman tövbe ve istiğfara yönelir. Bu bir iç hesaplaşmadır. Yastık ve uyku; unutma ya da boş verme yeri veya
Tüketimde aşırıya kaçıp bir tüketim çılgınlığını tetiklediğimizde gerekli gereksiz büyük bir üretimi tetiklemiş ve oradan giderek çevreye zarar veren bir büyümeye ulaşmış olur
2019 yılını Fuat Hoca’yı konuşmaya hasrettik ama yetmedi, böylece 2020 yılının ilk yazısını da bir fatiha olarak ona dair yazmamız mukadder görünüyor.
Merhamet başlıklı bir şiir yazmaya çalışmış, fakat başarılı olamamıştım. Şansımı, bu kez yazıyla denemek istiyorum. Demiştik, yine diyelim: Merhamet, insan olmanın birinci şartı
Kendini tanrı zanneden insanların yaşlanmasının en kötü yanı nedir biliyor musunuz sevgili dostlar? Tanrı olmadıklarını kabul edecek yaşı geçmiş olmaları. Onlar için artık şifa yok
Modern çağda insan uyuşmak istiyor. ‘Anestezi rejimleri’ insanları ıstıraba karşı duyarsızlaştırıyor ve insanın yaşadığı hayattan bir şeyler öğrenmesini güçleştiriyor. Roman
Öyle veya böyle, Libya’nın Türkiye’ye yakınlığı ve iki ülke arasında kurulan tarihsel bağlar, günlük siyasetin ucuz salvoları içinde kaybolmayı hak etmeyecek kadar derin ve köklü
Prof. Dr. İsmail Kara Hoca, ansiklopedinin kuruluş sürecini ayrıntılarıyla anlattıktan sonra üzerinde kafa yorulması gereken önemli bir soruyu gündeme getiriyor: Bugün için İslam tarihi
Ruhumuzun bir yerinde, özümüzde bilim yapma yetisi varsa, bir gün bu yeti işlevini yapacak, insanlık bilimi keşfedecekti. Aydınlanma bu keşfin başlangıcıdır. Fakat bu süreç, Kilisenin R
Cahit Zarifoğlu, Bir Değirmendir Bu Dünya isimli kitabında, ruhu terbiye yöntemlerinden bahseder. Tasavvuf erbabının da söylediği "Nazar ber kadem" düsturu ise bunlardan sadece bir tanesidir
Türkiye’nin Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması mutabakatının ardından Akdeniz’de dengeler değişti. Bölge ülkeleri arasında uzun zamandan beri Türkiye’ye karşı
Müslümanlar bütün dünyada ya kamplara tıkılıyor ya da bombalara tutuluyor. . Dışlanıyorlar, ötekileştiriliyorlar, toplama kamplarına dolduruluyor, yurttaşlık kimlikleri yırtılıyor,
‘Öteki’nin olması için kişinin öncelikle ‘ben’ demesi gerekir. Oysa bizim ahlak ve itikadımızda ‘ben’ demek terk-i edeptir. Terk-i edeptir, çünkü bunu diyen ‘benlik davası’