Kalbin, insanlardan çektiği bunca çilelere rağmen insan oğluna hizmetten usanmayışının hikmetine şaşacaksın belki. O bilir ki hayâ hikmetle beraberdir; hizmetse kalbin en büyük emrid
Bütün başarısı , egoizmi körükleyen bir yeniden bölüşümcülük, bürokratik düzenlilik ve rutinleşme olan üretim ideolojisi bir devirde kasırga gibi esti. Gerisinde her defâsında yorg
İlim, irfan, cehd, dert ve eser sahibi değerli kardeşimiz Prof. Dr. Mehmet Akbaş’ın duygu ve düşünceme tercüman yazısını lütufkâr izinleriyle köşemde paylaşıyorum:
Nurettin Topçu, ''merhametin olmadığı yerde insan da yoktur'' diyor. Var mıyız? O halde, şunu söyleyebiliriz: Biz aslında insanı kaybediyoruz. İnsanoğlu, durmadan hata veriyor.
20’nci yüzyılda üretilen ve son yıllarda İslam coğrafyasında oldukça olumsuz etkilere yol açan Selefilik zorlama bir kavramdır. Selef, tarihi bir süreci ve dilimi ifade eder ve yerine ba�
Afrika’da yerleşik olan Amerikan, İngiliz ve Fransız emperyal varlıklarının Afrika kültürü ve eğitimi üzerindeki yıkıcı etkileri devam ederken, bu kültürel savaşa Çinlilerin Batıl
Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler isimli romanında da yer alan eski bir Rus efsanesi, Hazreti Meryem’in cehennemde acı çeken günahkâra tutunup çıkabilmesi için bir soğan uzattığın�
Hasankeyf’ten taşınacak son tarihi eser ‘Er-Rızık Camii’ydi. Geçen gün, kalabalık ve intizamlı bir alay insan, onu sessizce yeni yerine taşıdılar. 1409’dan bu yana heybetinden hiçb
İngilteresiz yeni Avrupa Birliği döneminin nasıl şekilleneceğini, Fransa’nın yeni süreçten rol kapma çabası ile Almanya’dan Amerika kararlarına sert çıkan tepkilerle anlayabiliyoruz.
Kültür Bakanlığı’nın bir şarkıcıya vermiş olduğu, on sekiz yaş altı bir kızın örnek bir genç olması ve ödül kazanmış olması tartışılıyor. Kişinin üzerinden bir saldırı
Hepimizin bir hayatı ve bu hayatı şekillendiren birtakım değişken çevresel şartları var. Hepimizin bir karakteri ve o karaktere rengini veren duyguları, düşünceleri, zevkleri var. Reklaml
Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı Alihan Töre’nin Hatıratı “Türkistan Kaygısı” ibretle okunması gereken bir kitap.
Kendi iyiliğimiz için, hepimizin ve geleceğimizin iyiliği için, daha iyi, daha yetkin, daha nitelikli içerik üretimi ve inşa’lar için uyarıcı eleştirilere her zaman ihtiyacımız olduğu
İslam karşısında duyulan korku, vehim, paranoya, öfke ve nefret tam da 18 ve 19’uncu yüzyılda Avrupa tiyatrolarında kullanılan “fantazmagorya” tekniğinin yarattığı etkiye benziyor.
Topçu’nun fikir dünyası, Durkheim temelli insanı pasifleştiren toplumcu anlayışı ve anarşistliğe götüren bireyciliği reddederek her ikisini de temelsiz ve maceraperest bir hareket olara