İstiklâl marşı, sadece şiir olarak kalsaydı bile Mehmet Âkif’in şiir külliyatı içerisinde gerek şiirsel gücü gerekse muhtevasındaki zenginlik sebebiyle yine de önemli bir metin olara
Nasıl ki Evren'deki icadın, hakikatin nihai amacı insandır; siyasetin de nihai amacı insan olmalıdır; hem bir tür hem de bir birey olarak... İnsanı bir siyaset içinde var kılan, yeri, işl
Silahlı ve taşlı-sopalı Hindu çeteler, yolda rastladıkları insanların kimliklerine ve dış görünüşlerine bakıp, Müslüman olanları “cezalandırıyor”. Sokak ortasında erkeklerin s
Sağlık Bakanı Koca, koronavirüs salgını ile ilgili olarak, "Bu salgının şu anda Türkiye'de olma ihtimali çok yüksek ve şu an sadece şunu söyleyebiliriz; bu virüs tespit edilebilmiş de
Unutma ey talib, hakikatte çıplaksın. Gizlinin gizlisi gizlini bilir. Bin sözünde, bin yüzünde bir olan özünü tanır. Sana şahdamarından yakındır. Bilirsen. Batında. Bilmezsen, çok uza
Gizli nikâhın nikâh olmadığını söylemiştik. Gizli olmasa da şeriatla yönetilmeyen Türkiye gibi bir ülkede misyar nikâhı yapmanın caiz olamayacağını ve bunun kadına bir haksızlık
Devletin hizmetine girmek için el-etek öpmek ister, kula kul olmak ister, başını hep öne eğmek ister. Ben kula kul olmam, el-etek öpmem’ derken ne geçiyordu aklından? Madem ahval böyle, y
Geçtiğimiz hafta sürümde olan bir liste, huzurevi barındırmayan illerimizi sayıyor ve ardından da bu illeri tebrik ediyordu; ‘’ne mutlu huzurevi açılmamış olan o illerimize’’ şekl
Unutmamalıyız ki; kültür de, eğitim de, sanat da bir beka mücadelesidir aslında. Kültür-sanat-edebiyatınız varsa yaşarsınız değilse yok olmaya mahkumsunuz. Şayet kültür-sanat-edebiya
Kulluk, yaratılanın, yaratıldığı hâl üzere olması demek ise, insan için akl etmek, kul olmaktır. Kul olmak ise ancak ve ancak kendini idrâk etme, kısaca, idrâk-i taayyün-i şahsî, yani
Tanzimat Edebeyatı'nın toplumun aksayan taraflarını ele almak istediği açıkça görülebilmektedir. Osmanlı aydını, karşısında durduğu Batılılaşma problemi üzerine düşüncelerini i
Bugün mülteci durumuna düşen Filistinliler, Suriyeliler ve Mısırlılar, İkinci Dünya Savaşı sürecinde Batılılara kapılarını ardına kadar açmış, ellerinden gelen yardımı sağlamı
Siyonizm dertsiz gençleri çok beğenir. Çünkü kendi gündemi olmayan, Müslümanların derdiyle dertlenmeyen gençlerin ümmetin sorunlarına da çare üretmesi beklenemez.
Komplocu yaklaşım bir yana bırakılırsa siyasal, ekonomik ve kültürel bağımlılık içi boş bir retorikle kırılmıyor. İlmi geleneği olmayanlar bir medeniyet inşa edemezler. Bilimsel ve
Özne olma iddiamız hangi bağlamda ifadesini bulur ya da görevimiz sadece olan biteni yorumlamak mıdır, yoksa bilfiil işin içinde olmak mıdır?Kuşkusuz bu sorulara cevap vermek için tekrarda