Bize ferahlık veren, daima güzel şeyler hatırlatan, yanında kendimizi kıymetli hissettiğimiz, huzur bulduğumuz ve her şart altında güven duyduğumuz insanları daha çok sevmeliyiz. Onları
Bir gün kendimize gelebilmemiz için, insan olmanın yeniden moda olması mı beklenecek?
Hüseyin Akın / Milli Gazete
Olmadı benden. Olması için heves de bulamadım kendimde. Bir yanlış evlilik, birkaç berbat girişim, birkaç daha da berbat kayıp derken işte geldik gidiyoruz.
Bu zihinsel işgale, bu kara sömürü düzenine, bu sinsi emperyalist-kapitalist tahakküme direnecek iradeyi geri kazanmadıkça, bizi asırlar boyunca insan kılan hakiki ayarlarımıza geri dönme
Bu yazıyı kendim gibi cahiller için yazıyorum.
“Köyden aldığım küçük kağıtlara önemli gördüğüm bazı tarihleri, hayatımın önemli dönüm noktalarını not etmeye başladım; o an için son derece net olan birçok şeyin, ileride
“İnsan hakkında söylenmiş sözleri artık hiç bir insan üstüne almıyor!”
Hafızasını yitiren bir hayat ne hisseder? “Nasıl bu kadar dağıttığımızı bilebilseydik” dedi beyaz saçlı adam, “belki toplayabilirdik biraz kendimizi!”
Bizi salgın kurallarına riayet etmek için teşvik edecek olan şey sistemin icra ettiği genelgeler, para cezaları değil, bizzat bu koparılamaz ve feshedilemez gönül bağı olmalı. Gönüllü
On yedi günlük tam kapanma kararı alınmasının hemen ardından kapanmanın başlamasından önceki günlerde yazlıklara, tatil beldelerine ve memleketlere büyük şehirlerden akın akın insan
Başkalarında yaşamak insanın kendinde olmamak için bulduğu modern bir çare... Kendimize, kendimizden uzakta bir hayat kurabilmek için ne çok şey yapıyor, ne çok çabalıyoruz.
İşin en başına dönmeden, kendimizi düşüncesizce terk ettiğimiz bu görsel döngüyle hesaplaşmadan bunun dışına çıkılamayacak. Mümkün mü bu?
Ben Saraybosna’da bir Sırp olarak kalmadım. Kendimi din veya millet üzerinden tanımlamıyorum. Ben Jovan Divjak olarak, bu ülkenin vatandaşıyım ve Bosnalıyım.