Vaad edilmiş ülke ya da Kutsal Topraklar aslında tabii ki bizde, yani insan olabilendedir. Baba evinden çöle çıkmak üzere uzaklaşan, ancak bulduğu verimli toprakların aslında yuvası oldu�
İran Şia’sı Kasım Süleymani’nin ölümüyle düşmanına karşı psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. Bu anlamda yüzlerce yıllık Şia geleneğini de göz önüne aldığımızda Süleym
Bir sinema filmi nedeniyle gündeme gelen baba-oğul ilişkisi, psikanaliz ve psikiyatrinin de ilgi alanlarından birisini oluşturuyor. Freud’un babayı oğula rakip gören ‘Ödip karmaşası’
Bir Sırp atasözü şöyle der: “Mutlak kesin olan tek şey gelecektir; çünkü geçmiş durmaksızın/sürekli değişir”. Son iki yüzyılın dünyasını en iyi ifade eden belki de en güzel
İran resmi olarak bir devlete karşı bir devlet cevabı verdi. Bundan sonra ne olacak?
Türkiye, Libya Anlaşması’nı yapmakla, kendisini bu yeni jeopolitik denklemin dışında tutan plana ağır bir darbe vurdu; doğru bir hamle yaptı. Ancak sonuç alınabilmesi için vakit geçir
İlginç olan, Avrupalıların mesela Endülüs Araplarıyla kültürel süreklilik bağı içinde olduklarını zar zor ve biraz geç de olsa kabul etmiş olmalarına rağmen, asla ve kat’a Türkle
Osmanlı’dan miras kalan kadim kavram “mahalle olgusu” bize aslında çok şey ifade eder. Sorumluluk bilinci ile sosyal dayanışmayı; birbirlerini tanıyan ve birlikte ibadet eden insanların
Osmanlı kontrolünden çıkalı iki asra yakın bir süre geçmesine rağmen gerek kültürel anlamda gerek de mimari açıdan İslam’ın izlerini sürmek bugün bile mümkündür.
Sosyobiyoloji veya diğer adıyla evrimsel psikoloji, bulguları kadar teorik zemini de çok tartışılan yeni bir bilim dalı. Bu sahada yapılan çalışmalara esas olan ana fikir “modern insanı
ABD saldırısında katledilen İranlı General Kasım Süleymani’nin cenaze töreninin bir benzeri başka bir toplumda görülebilir mi? Nasır öldüğünde yolları, meydanları dolduran, günler
Sultan Abdülaziz bugün bu köşeye siyasi kudreti ya da idari reformculuğu nedeni ile konuk oluyor değil. O, bugün burada, çünkü konumuz müzik. Daha doğrusu iktidar ve sanat çevreleri a
İran, Amerikan blöfüne pabuç bırakmadı… Küstahın burnu sürtüldü. Ama tek duracak mı? Sanmıyorum. Salınım hak ile batıl arasında kıyamete kadar devinmeyi sürdürecektir…
Zorunluluklar ne olursa olsun, duygularımızı bastırıp aklın yolunu kullanmak; tarihi tecrübeden ve Suriye’de yaşananlardan ders çıkarmak mecburiyetindeyiz.
Başlık Cemil Meriç’ten. Namık Kemal için böyle diyordu Cemil Meriç: “Tevfik Fikret’ten Nazım Hikmet’e, Yahya Kemal’den Necip Fazıl’a kadar bütün şairlerimizin ceddi ekberi…�