Bir şeyleri fetişleştirmeye ya da bir şeylerden nefret etmeye zorlanmış bir zihinle insan dünyayı nasıl görür? Gördüğü dünyayı nasıl algılar? Algıladığı dünya, dünyanın asl
Türkiye-Azerbaycan ilişkileri çok boyutlu bir niteliğe sahip. Bu çok boyutluluğun önemli yönlerinden birini de ikili ve çoklu ekonomik ilişkiler teşkil ediyor.
Hafter’e bağlı güçler, Türkiye ve Rusya’nın ortak ateşkes çağrısını kabul etti.
Tarih öncesi bir av sahnesini betimleyen yaklaşık 44 bin yıllık mağara resmi, dünyanın en eski figüratif sanat eseri olabilir. Arkeologlara göre bu resim, gelişmiş bir sanatsal kültüre i
Din tarifine ‘akıl sahipleri…’ diye başlar. Bu aklı Şer’î Şerif’in akıl tanımına koyarak hareket etmezsek; bu, her insanda hatta hayvanda bulunan hesapçı akıldır. ‘Ne yaparsam
Hamas'ın, İran’a yönelik “aşırı sıcak” yaklaşımının hangi neticeleri doğuracağını hep birlikte göreceğiz. Ancak tarihsel tecrübenin ortaya koyduğu bir gerçeklik var: Filistin
ABD, Süleymani suikastına benzer suikastlara devam ederek, İran’ı caydırmayı, söz dinlemesini ve müzakere masasına oturmasını sağlamayı hedefliyor. Bu müzakere masasında İran’dan z
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, süresiz nafaka konusunda, “Ömür boyu nafaka hususu bir taraf için gerçekten eziyet. Kadın, erkek diye de bakmamak lazım. Kim ödüyorsa süresiz nafaka sürdü
İran Genel Kurmay Başkanlığı az önce yaptığı açıklamada Ukrayna uçağının insan hatası sonucu kazayla vurulduğunu tüm dünyaya açıkladı. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ise
İsmail Kara’nın ‘İsyan Ahlâkı Peşinde-Nurettin Topçu Albümü’nü okurken, seyrederken bir düşünce adamının hayatının dışında, onun yaşadığı günleri, kişileri de okumuş o
Sevgili seküler kardeşim; kızmayacaksan bir şey söyleyeceğim. Öncelikle şurada bir anlaşalım. “Din konuşmak”, senin paşa gönlüne, modern algına, inandığın yalana göre şekil ala
24 Şubat 1942’de içinde sekiz yüze yakın Yahudi göçmenin bulunduğu ve “yüzen tabut” olarak nitelendirilen Struma adlı gemi Karadeniz’de bir Rus denizaltısı tarafından torpillendi.
Hem hatırat hem de gezi kitabı olarak sayılabilecek “Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi” kitabı konusu itibariyle 1850’li yılların Orta Asya’sını anlatan, İstanbul’dan başlayarak
Canlarını kurtarabilen Müslümanlar, “Elveda Kastinya, elveda Valencia” diyerek bindikleri kayıklarla Akdeniz’e açılıp gözyaşları içinde Endülüs’e veda ediyor. Beni çok etkileyen
İki roman okudum; kadının rol yapma kapasitesine dairdi. Rol sahnede olduğunda sıkıntı yok. Ama gündelik hayata dâhil olabilmek için rol yapmak zorunda kalmak, kendi dışına çıkmak, kend