Dağlık Karabağ krizinde bir güç olarak Türkiye'nin varlığı, Rus analistleri ortak bir görüşe sevk etti; “Büyük yeni bir gelişme, Moskova'nın tüm hesaplarını altüst edebilir: Tür
Devlet millet, patron çalışan işbirliği ile hem virüsü yenebiliriz hem işimizi ve aşımızı koruyabiliriz hem de küresel ekonomide rekabet edebiliriz.
Avrupa’da Türklerden korkulması İstanbul’un 1453’teki fethinden sonraya tekabül ediyor. İstanbul’un fethinden sonra Avrupa’da Arab/Sarazen ve Afrika Müslüman canavar imgesinin yanınd
Bu rekabet ve mücadele binlerce yıldır sürüyor ve anlaşılan o ki sürecek. Ama eğer biz Müslümanlar, Roma ve Pers stratejileri dışında, kendi özgün algı, kimlik ve değerlerimiz ile bu
Dünyanın diğer bir ucundan seslenen Kanada Başbakanı Justin Trudeau bile “Dağlık Karabağ sorununa askeri bir çözüm getirmek mümkün değil. Dağlık Karabağ’daki (işgal ve tehcir) so
Yemen'de BAE'nin desteklediği ez-Zubeydi, "Bu sorun ancak köklerine ve nedenlerine inilerek, güney halkının kendi devletini ve kimliğini kazanma talepleri yerine getirilerek çözülebilir" dedi
İsrail Dışişleri Bakanlığından adı açıklanmayan bir yetkili yerel basına verdiği demeçte Büyükelçi Smbatyan'ın açıklamalara ilişkin yorum yapmayacaklarını belirtti.
Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasındaki potansiyel ekonomik anlaşmalar, Mısır'ın Süveyş Kanalı olan rağbeti ciddi oranda azaltabilir.
"Gerçek kurgudan daha acayiptir. Çünkü kurgu olabilirlikleri gözetmek durumundadır. Gerçeğin öyle bir zorunluluğu yoktur oysa.
İsrail Başbakanı Netanyahu'dan Beyrut'ta yeni bir patlama olabilir iddiası geldi.
Şu sıralar hem Yunanistan hem Ermenistan ve elbette burada hikâyesini anlatamadığımız İsrail bir şer üçgeni (“şeytan üçgeni” de denilebilir) oluşturuyor. Türkiye’ye karşı harek
Millet ve devlet olarak artık kendi hikâyemizi yazmanın zamanı gelmiştir denildi. Buna niyet edenler koca Yunus’un ''Akıntıya karşı Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim'' mısralar�
Üstad Necip Fazıl’ın gazete yazarlığı hakkında neler söyleyebiliriz? Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Mavera Dergisi'nin Temmuz-Ağustos-Eylül 1983 tarihli 80-81-82. sayılarında, 'Gazeteci N
Müziğin usûlüne "meşk" diyoruz. Meşkte eserler öğrenilmez, "geçilir." Yani eser ancak gerçek bir üstâddan, bir "fem-i muhsin"den alınırsa hakkı verilebilir. Meşk, kâmil olandan ham ol
Doğu Akdeniz'de önemli gelişmelerin yaşandığı dönemde Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) 'Hayalet Şehir' olarak da bilinen Kapalı Maraş'ın açılmasına yönelik geli