Kimilerine göre “İran’ın Ortadoğu’daki kılıcı” kimilerine göre “Halep Kasabı”, kimilerine göre bir “zeka dehası” ve “usta akıl”. Bazısının gözünde ise “Gölge ko
Aliya İzzetbegoviç tarafından Noel kutlamalarını protesto etmek amacıyla kaleme alınan “Pamuk Dede” mektubu kime gönderildi? Mektupta neler yazıyordu?
Türkiye, Doğu Akdeniz’de İsrail, Fransa, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır, ABD ve Rusya ile giriştiği hâkimiyet mücadelesinde önemli bir adım daha atarak Libya’ya asker gönderme kara
Türk toplumunda siyaset neredeyse en önemli kurum. Sabah akşam siyasetle yatıyoruz, siyasetle kalkıyoruz. Yağmuru, karı, depremi bile siyasi sonuçları itibarıyla değerlendiriyoruz. Bilimin,
“Neden bir şey yok değil de var? Çünkü eğer bir şey yoksa, o zaman matematiğin başı dertte… İyi de, ne olmuş? Bir takım sembollerin karışması, tutarsızlaşması dünyanın nede
Düşmanın diliyle konuşanların düşmanın mantığına teslim olması kaçınılmazdır. Nitekim bir sonraki aşamada ‘ılımlı-aşırı’ ayrımı türünden tasnifleme çabalarının da ayn
İslam fıkhına göre yaşadığımız toprak veya ülke “Daru’l-İslam”, “Daru’l-Küfr”, “Daru’l-Harp” gibi tanımlarla ayrıştırılmıştı. Toplum ve toprak bağlamındaki ayr�
Gülmekle hem kendimizin oyuncu bir halde olduğumuzu gösterir hem de karşımızdakini bu oyuna katılmaya çağırırız. Kahkaha bizi olumlu bir duygu haline çağırır, gülmeye sıklıkla, gül
Âkif, 63 yıllık hayatında, hep hüznün içinde umudun; mütevazilik içinde dik duruşun; kimsesizlik içinde “sessiz kahraman” olmanın temsilcisi olmuştur.
Bizimkiler dünya malı için başka vadilere savrulurken, ötekiler bu durumdan ders alıp tevbe etmezler mi? Kim bilir, belki.. Firavun sarayındaki Hz. Musa’ların sayısı, Hz. Lut’un evindek
Bugün sizlere kadim dostum İsmail Kara’nın anlattığı bir çocukluk hatırasını nakledeceğim.
Kimsenin kimseye laf söyleyemediği, yanlışların hatırlatılmasının rahatlıkla kişisel saldırı olarak algılanabildiği bir ortamda emri bil maruf ve nehyi anil münker sorumluluğu hem ço
Sokullu Mehmed Paşa’nın gündeme getirdiği “çılgın kanal projeleri” hayata geçirilmemişti. Asıl sorulması gereken soru ise, bu projelerin tartışıldığı dönemde dünyanın büyük
Eski İngiliz Başbakan Winston Churchill’in 1936’da sarf ettiği şu sözler, aslında işgal ve sömürge zihniyetinin odak noktasını net olarak açıklıyor; “Bir damla petrol, bir damla ka
Marx, hakikatin yarısını söylemiştir: Kimse insanların hiç olmazsa yan yarıya maddi şartlara tabi olduğunu kimse inkâr edemez. Fakat bu hakikatin ancak yarısıdır. Öbür yarısı, insa