“İran yaşasın diye öldü!” Dini yas geleneklerine göre İran, ölümünün 40’ıncı gününde General Kasım Süleymani’yi anmaya hazırlanırken halihazırda Tahran'da dağıtılan pos
4. gün katılabildiğim taziyesine hala insan selleri akıyordu. Taziyeye sadece bu büyük katılım bile Abdülkerim hoca nezdinde bir kurumun nasıl bir sosyolojik karşılığı olduğunu yeterin
Ortadoğu’daki hiçbir ülkeye benzemeyen Lübnan’ı yakından izlemek, yaşadığımız bölgenin dinamiklerine, kılcal damarlarına, arka sokaklarına ve karanlık koridorlarına dair çok şey
Libya’nın başkenti Trablus’u ele geçirmek için başlattığı saldırılar başarısız olan Halife Hafter, 8 aydan fazla süren çatışmaların ardından 12 Aralık’ta “Belirleyici Sava�
Çoğu zaman bizim mahalleden şuna benzer laflar duyarız; fıkıh bugün bizim meselelerimizi halledemez. Çünkü fıkıh katı ve donuk hükümler demektir, statiktir, hayat ise dinamiktir, sürek
Suriye’de silahlı gruplar, gece saatlerinde Esad güçlerine saldırdı. Rusya, saldırıda 40 rejim askerinin öldüğünü duyurdu. Saldırının ardından Esad güçleri, bölgeyi terk etti
Uğruna dinimizden, şahsiyetimizden, kimliğimizden, hedef ve ideallerimizden taviz üstüne taviz verdiğimiz bu dünya hayatının gerçekte bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunun anlaşılacağ
Anladım ki, "ANLAMAK" derdi olmayanlar, dindar da olsalar, dinsiz de olsalar YOBAZLIK'tan asla kurtulamazlar...
Türkiye Müslümanları olarak, bakışlarımız genellikle Ortadoğu coğrafyasına ve yakın çevremize odaklandığı için, uzak ülkelerde sürdürülen İslâmî çalışmalardan ve bireysel ö
‘Tüm yaşamımızı şekillendirenin bu bellek olduğunu fark edebilmemiz için, çok az da olsa belleğimizi yitirmeye başlamamız gerekir’ diye yazar Luis Bunuel, ‘Kendini ortaya koyamayan b
Onun şu sözü bizlere şiar olmalıdır: Olduğunuz gibi kalın. Dininizi ve milliyetinizi koruyun. Kimliğinizi kaybetmenin bedeli köleliktir.
Bana göre bugün aile ile ilgili büyük krizin nedenlerinden biri bu mutsuz insan profilidir. Gençler de evliliği bir kaçış olarak görmekten uzak durmalı. Gençler kendi zihinsel, duygusal v
Daha önce çeşitli vesilelerle yazmıştım. Bir kere daha o konudaki görüşlerimi kısaca hatırlatayım istiyorum. Ardından da içinde Suavi ve Musa Eroğlu olan o çok kırıcı meseleye gelme
Sözlerin bir ağırlığı, bir kalıcılığı, dokunaklılığı kalmamış gibi sanki, ağzımızdan çıkıyor, önemsendiğine dair jest ve mimiklerin sergilenmesinin ardından, belki bunu bile
Entelektüel vicdanı, aydın namusu vs. Bunların nasıl bir şey olduğunu düşünürken, aklıma, İsmail Kara hocamızın dört yıl önce yaptığı bir konuşma geldi. Kara"ya göre, "Batı Avr