Birinci Dünya Savaşı sonrasında yeni bir Ortadoğu’nun şekillenmesi, 20. yüzyılın etkili ideolojilerinden “Arap milliyetçiliği”nin tarihî arka planının inşa edilmesinden derin biç
Rekabetin ve tamahkarlığın insanı iyi yönde güdülediğine, bu yönüyle de kaçınılmaz olduğuna dair Batılı anlayışı artık bir kenara bırakalım. Rekabet saldırganlığı kamçılar
İran’da ‘benzin’e yapılan yüzde 300’lük zam’, ‘cephaneliği ateşe veren bir kıvılcım olup, bir anda, geniş kitleleri rejimi protesto etmek noktasına sevk edince, güvenlik güç
Irak’taki Keldani Katolik kilisesi, hükümet karşıttı gösteriler yapan sivillere destek için yıl başı kutlamalarını yapmayacağını belirtti.
Irak Yüksek Bağımsız İnsan Haklar Komiserliği, ülkede 3'üncü ayına giren hükümet karşıtı gösterilerde ekim ve kasım aylarında en az 460 kişinin öldüğünü duyurdu.
Suudi Arabistan’ın kurucu kralı Abdulaziz, 9 Kasım 1953’te, Tâif’teki yazlık sarayında öldüğünde, ardında Ortadoğu’nun en güçlü ve zengin devletlerinden birini bırakmıştı. U
Suriye’de üç ayrı harekâtla terör kuşağını dağıtan Türkiye, Doğu Akdeniz’de uygulamaya konan kuşatma plânını da çökertti. Enerji paylaşımındaki ‘dışlanma’ tezgâhına k
Çin özelinde söylersek kamplar kapatılmalı, özgürlükleri ellerinden alınan insanlar serbest bırakılmalı. Başkaları insan haklarını daha yoğun şekilde ihlal etse de, Çin jeopolitik n
Bölgemizdeki tüm karışıklık ve çatışmalarda hedefin Irak’ın ardından Suriye’nin de parçalanması olduğu açıkça görülür hale geldi.
İnsana düşünme ve inanma payı bırakmayan bir hayat veya bir dünya anlayışı. Bir Müslüman kendisi gibi düşünemiyor. Kendisi gibi düşünüyor gibi görünüyor ama düşünüş ve anlay
Yüz yıl önce bıraktığımız yere döndük. Seçkinciliği temel alan yapılar yabancılarla iş tutmaktan kaçınmıyor. Kozmopolit ortamlara teslim olmamış unsurlar da sahici fikirlere öncü
The New York Times, Tahran yönetiminin istihbarat faaliyetleriyle Irak'taki nüfuzunu artırma çabalarına ilişkin 700 sayfalık istihbarat belgeleri yayımladı.
Hasan Hulûs Çelebî aynı zamanda bir şair, bir araştırmacı, bir kültür mimarı ve bir bestekâr kimliğiyle tarihin tozlu sayfalarında sırlanmış bir eren olarak aşkla ihata ettiği ömr�
Makam arabasız, sekretersiz, özel kalemsiz, korumasız yaşayamayan, koltuğu elinden alınınca kriz üstüne kriz geçiren, küçük bir müdürlük için bile aşındırmadık kapı bırakmayan,
Sadettin Ökten Hoca'nın İstanbul Şehir Üniversitesi’nde dersinde “Yaşadığım Şehir” konulu üç haftalık seminerine nail olduk. Ökten Hoca yine bir iki nükte ile dikkatleri üzerin