Modern-seküler dünya ideolojik anlamda büyük bir özgüven içersinde bulunurken, bizler, bu özgüvenle hesaplaşmayı aklımızdan geçirmiyor; düşünsel/kültürel/manevi aşağılanmaya taha
Ümmetin, yetimin, fakir, fukaranın hakkıyla şehirlerin meydanlarına Noel ağaçları dikmeyin! Sokakları süslemeyin! Özel hazırlıklar yapmayın! Halkınızı emperyalist kültürün pençesi
Amerika’yla, İsrail’le ve Avrupa’yla ittifakın ülke ve toplum için ağır bedelleri olduğu gibi Rusya ve Çin’le ittifakın ağır bedelleri de oluyor/olacak elbette. Suriye’den sonra L
3 Aralıkta Londra’da gerçekleştirilen ve bir önceki yazımızın konusu olan NATO Zirvesi üzerine olan yazımızda (Zirvede Tuzla Buz Olan Söylemler, 04 Aralık 19/Perşembe) Türkiye’nin ka
Bugün, emperyalistler, İslam ülkeleri/halkları/toplumları üzerinde, kendi kişisel mülkleri gibi tasarrufta bulunabiliyor. Ayrımcı bir modernleşme, ayrımcı bir evrensellik ideolojisi, halk
Muhterem, şelpe vura vura ‘karadır kaşların ferman yazdırır / bu dert beni diyar diyar gezdirir’i söyledikçe sazevinin duvarları çınıladı. Bağlamanın tok tınısıyla Muhterem’in
Bizim sosyolojimizde ortaya çıkan kuşakları daha iyi yansıtıyor. Üç kuşak diyorum bu açıdan: Ankara Lastiği kuşağı, kundura kuşağı ve spor/Adidas ayakkabı kuşağı. Her bir ayakkab
Son elçinin kendi soyundan geleceğini bildiği içindir ki Adem ''yaklaşma'' yasağından kaçınmadı. Adem''le Havva''yı kandıran, yoldan çıkaran gerçekte şeytanın fısıltıları olmayıp
"Ölüm sadece insana değil, bilgiye de gelir. “Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda” der şair. Ürettiğimiz hoş sedalar, kapanan siteler ile hangi ummana gider?
Hüseyin Akın / Milli Gazete
Hem kişi hem de toplum, kendisini geçmişten hareketle şimdinin imkanları içerisinde gelecek için hazırlar. Bu tavır da insan oluşun sürekliliğini sağlar; canı, aklı, soyu, malı ve inan
Prof. Dr. Hasan Onat: Hz. Muhammed insanları hikmetle, ilimle ve güzel öğütle Allah'ın yoluna çağırmış(16/125); insanlara sert ve kırıcı değil, yumuşak ve merhametli davranmış; toplu
erçekliği siyah/beyaz olarak görmek nasıl bir ‘tercihse’, onu bir gri alan olarak görmek de öyle bir ‘tercih’; ve bu tür tercihler bilimden hareketle yapılamaz. Dolayısıyla da Newton
İslam adına kan dökenlerin dinle kurduğu ilişki de modern insanın reaksiyoner halinin dini izdüşümü olarak görülebilir. İslam tarihini kısa devre yorumlayan bir anlayış gelenekle kurdu
Bu mini röportaj 2011 yılında İstiklal Caddesi’nde bulunan Ara Kafe’de gerçekleştirilmiştir. Bülent Parlak / İzdiham