“Her gün bütün kelimelere sayısız kere hoyratça dokunuyor insanlar” dedi beyaz saçlı adam, “oysa kelimeler, ne kadar az insana gerçekten dokunabiliyor!”
“Hiçbir şeyin tadını alamaz oldum” diye yakındı bankta oturanlardan biri. “Bizim de tadımız kaçtığından oluyor belki de bu!” dedi yanındaki.
Geçen haftalarda pek çok tartışıldı. Bu tartışmaların odağında bir tarafta 1934 yılında müze yapan 1. Cumhurbaşkanı Atatürk, diğer tarafta ise 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan yer aldı.
Bernard-Henri Levy ismini görünce, durakladım. “Buna daha önce nerede rastlamıştım yahu?” diye birkaç saniye düşününce, cevap aklıma yıldırım hızıyla geldi: Libya’da! 2011’de
Bugün Amerikan sokaklarından yükselen dumanlar Malcolm’u daha haklı kılıyor; "Kimse sana özgürlüğünü vermez. Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez. Eğer gerçekt
Ülkede ayrımcılık meselesiyle ilgili olarak, gelin bundan elli sene önce yaşanmış Rosa Parks olayını yeniden hatırlayalım. Rosa Parks Alabama Montgomery’de yaşayan ve terzilik yapan siy
Dönemin hatıralarında herkes birbirini suçluyor. Hatta bu sonucun DP'lilerden kaynaklandığını söyleyenler de var. Dönemin siyasi ve askeri şartları içinde CHP lideri İnönü, idamları e
Yahudi gücü, eksen değiştiriyor: Atlantik’ten Pasifik’e yerleşiyor: Amerika’dan Çin’e göçüyor! Tek başına değil: İngilizlerle birlikte!
Erişkin kişi ani tatmin, rahat ve heyecan peşinde koşmayan kişidir. Dikkat dikkat! Anne babasız büyüye(meye)n çocuk ve ergenler için, acilen, tam erişkin bireyler aranmaktadır!
Kişilere karşı suçları devlet affedemez, kişiler affeder; devlet sadece devlete karşı suçları affeder diye çok söylenen bir söz var… Bunun bir uygulamasını Suudi Arabistan’da görd�
Biz mi mabedleri terk ettik, yoksa mabedlerimiz mi bizi terk etti bilmiyorum!
“Ekranlardan kendi suretine o kadar çok bakıyor ki artık insanlar” dedi beyaz saçlı adam, “muhtemel ki aynalardan kendi aslına bakan kalmayacak pek yakında!”
Yakın tarihle ilgili yazılarımızın başına “dikkat! atatürkçüler okumasın” kaydını düşmek istiyorum. “Zaten okumazlar”, diyenler çıkabilir. Evet zaten okumazlar, fakat sonradan
Kadir (kadr) “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. “İktidar”, “Muktedir olmak” aynı kökten gelir. Bu gece aslında bu kelimeler üzerinde çok düşünmemiz gerek. �
Çocuklarımıza hiçbir heyecan, coşku ve ufuk sunamayan ruhsuz eğitim sistemi; hiçbir gelecek vadetmeyen kör ve kötürüm kültür hayatı; hayal göremeyen, rüyaları olmayan, bütün sermaye