Meşruiyetin üç safhası vardır. “Sevsinler”, “Saysınlar”, ve nihayet çaresizlik anı. “Korksunlar”. 1950'lerin sevilen Amerikası artık dünyayı korkutarak meşruiyet arıyor. Rusy
Siyonizm dertsiz gençleri çok beğenir. Çünkü kendi gündemi olmayan, Müslümanların derdiyle dertlenmeyen gençlerin ümmetin sorunlarına da çare üretmesi beklenemez.
Adeta mercek altındayız, hedeflerine ulaşabilmek için bizi göz hapsinde tutuyor ve ne yaptığımız, ne düşündüğümüz, nasıl hareket ettiğimiz üzerine yoğunlaşıyorlar. Bölgemizde ya
Emperyalizm bölgemizi işgal ediyor, zenginliklerimizi talan ediyor, zalim rejimleri destekliyor. Bunlar karşısında halklar da mülteci haline geliyor. Sorunu üreten emperyalistler, şimdi sorunl
Güven vermek, mahremi gizlemek, kusurları örtmek, açıkları kapatmak, vefa göstermek, manevî kardeşliğe sadık kalmak. Her geçen gün bu hukuktan uzaklaşıyoruz sanki. Mesela dertleşmek i
Türkiye’nin tarihinin en karanlık günlerine yaklaştığı dönemde SSCB çözülmüş, ABD dünyanın jandarmalığına soyunmuştu. ABD için komünistler tehlike arz etmiyordu artık.
İran belki de tarihinin en çalkantılı dönemini yaşıyor. Son birkaç ayda ülkede baş gösteren olayların listesini tutmak bile artık zor. Bununla birlikte, hepsinin ortak bir özelliği var:
Yüz yılın sonunda; okul ve derslik sayısını arttırdık, öğrenci ve öğretmen sayısını arttırdık, eğitim kurumlarına aralıksız teçhizat ve donanım takviyesinde bulunduk. Tüm bunla
Çin’de ortaya çıkan Korona virüsü nasıl bir virüstür, hangi yollardan yayılıyor, beklendiği gibi Nisan ayına kadar aşısı bulunabilecek mi?.. Bunlar cevaplarını bilim insanlarından
“O günden beri sanırım sevginin ne olduğunu da öğrendim: Atılganca kendi duyguları üstüne ‘abartılı’ iddialara girmek değil, karşısındakine özenle davranmak, onun arzularına ve
Tevhid, Allah dışındaki bütün güçleri tanımama, boyun eğmeme, onlara karşı çıkarak inkâr etme eylemi olduğundan, iktidarları elinde tutan sömürücü ve işgalci güçler, menfaatleri
Hayatın tercihlerle dolu olduğu söylenir. Sonra aşk başa gelir. Filozoflar o hali tercihlerin bire inmesi olarak tarif ederler. Ariflere göre ise o hal, artık tercih diye bir şey kalmaması ha
Said Halim Paşa, Osmanlı Devleti'nin zor yıllarında sorunların çözümü için devlet adamlığının yanı sıra, entelektüel kişiliği ile de çaba sarfetti.
İnancıma göre, dostluk, bir nasip meselesidir ve insanın dışında gelişir. Şununla dost olayım deyip olamazsınız. Dostluk, Lütfi Bergen’in ifadesiyle söylersek, yürürken belirginleşe
“Evliliğe nasıl bakıyorsunuz?” sorusuna verilen cevap oldukça ilginç. Türkiye toplumunda %29.3 “şart değil” diyor. Çok düşündürücü bir oran. Evliliksiz evlilikler, yeni dönemin