İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümü kutlamaları, Fatih Sultan Mehmet'in şehri aldıktan sonra ilk cuma namazını kıldığı Ayasofya'da düzenlenen "Fetih Şöleni"nde, Fetih Suresi okundu.
Mehmet Zait Kotku'nun, 'Oruç' adlı kitabında, 'Ramazan Bayramı' başlıklı yazısını siz kıymetli okurlarımızın beğenisine sunuyoruz.
Hafter, Kemal Tahir’in Kurt Kanunu romanını okumamış olduğundan, “kurtlukta düşeni yemek kanundur” kaidesini bilmiyordur muhtemelen. Ama şimdi tecrübeyle öğrenecek.
“Türkiye’de İslam, gerek kültürel anlamda da gerekse kimlik anlamında da hep duygusal zeminde temerküz etti. Sol, geçmişi okuyamama hastalığını şimdi kendini dindar olarak tanımlayan
Yakın tarihle ilgili yazılarımızın başına “dikkat! atatürkçüler okumasın” kaydını düşmek istiyorum. “Zaten okumazlar”, diyenler çıkabilir. Evet zaten okumazlar, fakat sonradan
Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu hocanın“ÂMENTU’NÜN BEDELİNİ ÖDEMEK: -Ne Yapmalı? Bedel, Bakış ve Süreklilik” başlıklı; İLEM (İlmî Etüdler Derneği) Yaz Okulu Açılış Dersi’ni
Çok seneler önce, akşamları yatmadan Tecrid-i Sarih okumayı itiyad edinmiştim. Tecrid-i Sarih, dört temel hadis kitabının ilki olan İmam Buharî’nin külliyatının “muhtasarı”dır. �
Hüseyin Akın’ın Şule Yayınlara arasında çıkan Babam ve Mersedes adlı şiir kitabında şiirler 1940’ların yılların zor ve darlık yıllarından çıkarak okuru uzun bir anlam yolculuğ
İstanbul Çekmeköy İlçe Müftüsü Vehbi Akşit hoca ile Ramazan ve Kur’an üzerine konuştuk. Kur’an inanlar için, hayatı anlamlı kılmak adına bir yol haritasıdır. İşte bu minvalde V
Medeniyet'ten anladığımız şey, yalnızca sivilizasyon dolayısıyla Batı uygarlığı. Bu, gerçekten büyük bir entelektüel körleşme ve zihnî köleleşme. Komediye dönüşen ürpertici bi
Hz. Peygamber son 10 günde eşine, çocuğuna, dostuna veda eder kesret aleminden çekilirmiş. Kimsenin kendisini rahatsız etmesini istemezmiş. Kutsal bir geri çekiliş. İçe çekiliş.
Uzun yıllar Anadolu’da kaymakamlık ve valilik yapan Kadir Çalışıcı gittiği görev yerlerinde şahit olduğu olayları hikayeleştirerek Yollar ve Yıllar adlı kitabındabiraraya getirmiş.
Sezai Karakoç gibi birine reva mıdır bütün bu pespayelikler! Ülkemizin yaşayan kalbi, beyni ve vicdanı. Bu kalp durunca, bu beyin çökünce, bu vicdan yitince, bu ülke çorak bir ülkeye, u�
“23 Mart 1983 sabahının ilk saatlerinde, Hasana Kikica Sokağı 14 numaranın üçüncü katındaki dairemin kapısının vurulmasıyla uyandırıldım. Kapıyı açtığımda on kadar Yugoslav Gi
Günlük gazetelerde böyle konulardan söz edilmez. Zengin bir masal geleneğimiz olduğu malûmdur. Masalın çocuk zihninin gelişmesinde önemli yeri vardır. Milli Eğitim’in “Anadolu masalla