Dehâ''nın ve dâhi''nin bizim geleneğimizde, ilimle, irfanla, sanatla hiçbir alâkası bulunmuyor. Seküler teolojinin ikamelerinden biridir. Yeni dinimizdir. İthaldir. Vergisi bile ödenmiştir.
Gelenek bir milletin tarihî mensubiyetiyle içiçe olduğundan, nutkiyetini kaybetmemiş her tarihi millet için gelenek olmaz-ise-olmaz bir mukavvim unsurdur.
Bugün koronavirüs ismiyle tüm dünyaya yayılma tehdidi taşıyan salgın hastalık karşısında insanoğlu tüm teknolojisi ve haşmetine rağmen yine çaresiz kalmış durumda. Kısa bir süre i
Şehrin kuzeyinde Efrâsiyâb tepesi diye bilinen yükseltinin güney yamaçları mahallî çevrede kutsal bir mevki olarak kabul edilmiş, bu alanın önemi bölgede İslâmiyet’in yayıldığı ta
Yeşim Meltem Şişli isminde çirkin mi çirkin bir kadın var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreter yardımcısı pozisyonunda çalışan bu kadının ruhu çirkin. Yoksa Allah’
Batılılar, bu milletin geçmişini dikkate almadan, kısaca "Türkler'in geçmişi ne olacak' sorusuna cevap vermeden "Türkler'in geleceği ne olacak" sorusuna cevap verilemeyeceğini gördüler. P
Osmanlı’nın parçalanması doktrininin Rus dış politikasının değişmeyen hedefi olduğu pek sorgulanmayan bir kabuldür. Oysa Petersburg’un İstanbul’a yaklaşımı siyasî konjonktüre g
Anlamak çoğu zaman bir ''ahlak'' sorunudur.
Hiç bir şey tamamen bembeyaz olamaz; olsa bilinir kılınamaz...
Usta''nın çalışırken oturduğu beşiğin adı da çok ilginçtir: ecelbeşiği. Tepelerde çalışmak zordur çünkü. Yaşamdan uzakta, göğe yükselmek... nefes almaktan çok nefes vermek... b
Mehmet Akif’in büyük oğlu Emin Akif’in bu hazin hikayesini 53'ncü ölüm yıldönümünde hatırlamak ve de hatırlatmak istedik. Ola ki ibret alına!..
Dr. Lamia Levent Abul ve Emin Gürdamur’un Diyanet Dergisi'nin Ocak 2019 tarihli sayısı için Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu Hoca ile yaptıkları söyleşiyi okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Daha önce çeşitli vesilelerle yazmıştım. Bir kere daha o konudaki görüşlerimi kısaca hatırlatayım istiyorum. Ardından da içinde Suavi ve Musa Eroğlu olan o çok kırıcı meseleye gelme
Tanzimat Fermanı’nın ilanından itibaren hayatımızın her alanında bizleri tesir altına alan ve etkileri günümüze değin devam eden kültür farkılaşması ve yabancı kültürlerin bombar
Osmanlı Devleti’nin 400 yıllık Kuzey Afrika hâkimiyetinden geriye kalan en büyük miras Kuloğulları denilen Türkler’dir. Kuloğulları her ne kadar bugün Türkçe konuşamasalar da Türk