Meşruiyetin üç safhası vardır. “Sevsinler”, “Saysınlar”, ve nihayet çaresizlik anı. “Korksunlar”. 1950'lerin sevilen Amerikası artık dünyayı korkutarak meşruiyet arıyor. Rusy
Anlamıyorum. Daha doğrusu şöyle söylemem lazım: “Artık anlamadığım şeyler, anladıklarımdan fazla.”
Almanya'da 1938'de yaşanan Kristallnacht'la günümüz Delhi'si arasında bazı korkunç benzerlikler var
İslâm yeryüzünde her türlü haksızlık, bozgunculuk ve tahakkümü yasaklamıştır (el-Bakara 205; el-Kasas 83). Eş zamanlı olarak nefsi müdafaa ve bozgunculuk yapanlara karşı da savaşı
Tanzimat Edebeyatı'nın toplumun aksayan taraflarını ele almak istediği açıkça görülebilmektedir. Osmanlı aydını, karşısında durduğu Batılılaşma problemi üzerine düşüncelerini i
Siyonizm dertsiz gençleri çok beğenir. Çünkü kendi gündemi olmayan, Müslümanların derdiyle dertlenmeyen gençlerin ümmetin sorunlarına da çare üretmesi beklenemez.
Komplocu yaklaşım bir yana bırakılırsa siyasal, ekonomik ve kültürel bağımlılık içi boş bir retorikle kırılmıyor. İlmi geleneği olmayanlar bir medeniyet inşa edemezler. Bilimsel ve
Rusya ile Türkiye ilişkileri muhakkak devam ettirilecek. Bu içinde bulunduğumuz siyasi havanın zorunluluğu olduğunu unutmamakta yarar vardır. Türkiye ile anlaşabilme, Rusya için de hayatidi
Coğrafyamızdaki hareketlilik emperyalist mücadelenin bir sonucuydu. Yüz yıl önce çok güçlü emperyalist saldırılara maruz kaldığımızda coğrafyamız çözülmeye başlamıştı. Bugün
Üç semavi din için de kutsal olan Kudüs'ü 88 yıllık Haçlı işgalinden kurtararak İslam dünyasının en önemli kahramanlarından birisi haline gelen Selahaddin Eyyubi, 827 yıl önce bugün
Mısır'da Nasır ve Sedat’ın mirasını sürdüren Mübarek, otokrat bir yönetim anlayışını kendine özgü bir tarzda uyguladı. Esas dayanağı ordu olan rejim, devlet başkanının ve ordun
İslami bakış açısından, ekonomik kaynaklardan sorumlu olanlar, söz konusu işlem ve kaynakların hükümet, ticari veya kâr amacı gütmeyen organizasyonlara ait olup olmadığına bakılmaks�
Müslümanlar, ne yazık ki güven vermiyor ve inandırıcı olmaktan çok uzaktırlar. Elbette ki muhatabımız öncelikle Müslümanlar, çünkü biz Müslümanız ve kendimizden sorumluyuz. Adalets
ABD’nin Taliban’la imzaladığı barış anlaşmasında, Trump’ın vurguladığı “yorgunluk” unsuru, daha çok Amerikan tarafı için geçerli aslında. Her şeye rağmen halk desteğine sa
Can alıcı soru burada yatmaktadır: Müslümanların bu ittifakı şahıslara mı yoksa şahısların temsil ettiği güce mi olmuştur?