Yirminci yüzyılda öldürülen insan sayısı, önceki beş bin yılda öldürülen insanların toplamından fazla. Ahlaki körlük çağında hepimiz acı bize ilişmediği sürece onu unutmayı ve
ABD-İsrail lobisi, Türkiye’nin nükleer silah elde etme hazırlığı yaptığı propagandasına hız verdi. ABD’li Senatör Edward Markey ve Temsilciler Meclisi üyesi Brad Sherman, “Türkiye
Dünya üzerindeki dinlerin, inanç sistemlerinin, geleneklerin Batı uygarlığı ile karşılaşmaları sonrasında, bu uygarlığın “yıkıcı” gücü karşısında direnme güçlerini kaybett
İsveç Kraliyet Akademisi Nobel Komitesinin bu yılın edebiyat ödülünü, faşistliği sabit, katil seviciliği malum olan Peter Handke’ye vermesiyle başlayan tartışmalarda, düzünden veya t
Marketteki kasiyer kız işlemini yaptığı müşteriye anlatıyor: “Her gün de ölülerimiz için gün yapmıyoruz di mi!” (Mevlit okutmuyoruz demek istiyor.) “Çok özeniyorum. Her şeyin
İbn-i Hâldun'a göre, "Merhamet, masum olduğu için her kalbe misafir olmaz." Arının en nadide çiçekleri araması gibi, yaseminin en serin yamaçları seçmesi gibi, serçelerin en dallı budak
Zorlama te’viller yoluyla Kur’ân’dan insan evrimine müspet bir çıkarım yapmak veya ilk insanın dünyada yaratıldığını ve bu sûretle primatlardan evrildiğini iddiâ etmek, bizleri ma
‘İnsan Hakları Günü’nü senede bir gün olsa da anmak yine de faydasız olmasa gerek... Ama insan olmak ‘sadece cismen insan şeklinde’ olmak mıdır? Bunun böyle olmadığını dünyan�
Gambiya’nın açtığı dava Uluslararası Adalet Divanı’nda görülmeye başlıyor. Arakanlı Müslümanlara karşı “soykırım” ve “etnik temizlik” suçları işlemekle itham edilen My
Çernobil’den 30 yıl önce, Ural Dağları eteklerindeki Kiştim şehri yakınlarında meydana gelen bir nükleer kaza, binlerce kişinin yüksek dozda radyasyona maruz kalmasına sebep olmuştu. Y
Türkiye, Doğu Akdeniz enerji jeopolitiğini değiştirecek, stratejik ve tarihsel süreçte oyun değiştirici bir hamle anlamına gelen Libya anlaşmasıyla bölgede yeni bir hukuki ve ekonomik ini
Bu topraklara ayağı düşenler, geçmişte bizim hakkımızda şu minval üzere tespitlerde bulunurlardı: “Türk mahkemelerinde, bizde olduğu gibi iltimas mektupları geçmez. Adaletlerinin en i
İstanbul depreminden söz ediyorum. Deprem kapımızda.. Zamanını bilmiyoruz ama, uzak değil.
Günlük hayatta bazen görüyoruz. Maruz kaldığımız da oluyor. Her türlü fenalığı yapıyor, insanların hayatı ve haysiyetiyle oynuyor, fakat zerre bedel ödemeden, hiçbir şey olmamış g
Bana göre, hukuklu toplumlar, büyük diktatöre geçit vermeyen; küçük diktatörlere de hesap sorabilen toplumlardır. Güngören Belediyesi’nde yaşanan kepazeliğin o küçük diktatöre hesa