Dağları ve yürekleri titreten sesinden bahsetmeye hiç gerek yok. Allah vergisi sesini ve sanatını övmek sıradan artık. Bu yazı onun ilk adı "Muhtar"a yaraşır duruşuna övgülerle sonlans
1926 İstanbul’unda başlayan sıra dışı yaşamı Paris’te sanat, California’da mimari, Londra’da sanat tarihi eğitimleriyle sürmüş, güreşçi, tüccar, ressam, akademisyen ve dervişl
KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Leyen'in '(Kıbrıs'ta) iki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğiz' açıklamasına tepki göstererek 'AB yetkil
Karadeniz'de İngiltere ve Rusya arasında yaşanan gerginliği değerlendiren emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, “İngiliz gemisini Rus karasularını ihlal etmese dahi bu kadar yakın geçm
1941’de Almanya’nın Yugoslavya’yı işgal etmesi ve Belgrad radyosundan (Atilla İlhan’ın Lili Marlen şiirindeki Zagreb radyosu aslında Belgrad radyosudur) Akdeniz ve Avrupa’daki Alman c
Hazırladığı ıslahat programıyla hem devlet maliyesinin tasarruf etmesini sağlayan, hem de Sultan Abdülhamid’in servetini arttıran Agop Paşa hayatıyla da alışılmışın dışında bir O
Muhafazakârlar ve reformistler, her iki cenah da sadece siyasi çıkar ve güç peşindeler. Şimdiye kadar ülkeyi yönetmeye dair bir plan ortaya koymadılar. Sadece başkalarını siyaset sahnesin
İslâmcılığın kırmızı çizgisi de üçtür: Birincisi terörden uzak durmak. İkincisi cehaletten uzak durmak. Üçüncüsü “kapalı yapı” üretmemek.
Tunus’un başkentinde bir gencin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesinin protesto edildiği gösteride olaylar çıktı. Güvenlik güçleri gösteric
“Köyden aldığım küçük kağıtlara önemli gördüğüm bazı tarihleri, hayatımın önemli dönüm noktalarını not etmeye başladım; o an için son derece net olan birçok şeyin, ileride
Hamaney, seçime katılmak üzere başvuruda bulunanların rejime bağlılığı ile siyasi, ahlaki ve dini sabıkalarını inceleyen Anayasayı Koruyucular Konseyinin (AKK) bazı adayları veto etmes
Savaşın cehenneme çevirdiği bir ortamda sıkışıp kalmış mazlumlara elini uzatmak ve onlara yardım etmek ve karşılığında mazlumun bakışlarındaki derinliği görebilmek ancak ışıkl�
Merhametsizleşmek, nezaketsizleşmek, tahammülsüzleşmek, kabalaşmak ve affetmemek. Yani ahlakını kaybetmek. Nefret edilen ve kendisinden kaçılan bir insan haline gelmek.
Tekâsür, yani dünya hırsı, mal-evlat çokluğuyla övünme sevdası, nefsin bu kabil güç (“Güç”ten murat para, silah, teknoloji, bilim vb. olabilir) temerküzüne meyli insanoğlunu terke
Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’yla teması bulunan Azzâm, Şam yıllarında Saîd Havvâ, Mervân Hadîd, Saîd Ramazan el Bûtî gibi isimlerle de tanışmıştı. Filistin’e döndüğünde