MetroPOLL araştırmasına göre Türkiye’nin AB üyesi olmasını isteyenlerin oranı yüzde 60’a çıkmış. Bunun mümkün olacağına inananların oranı yüzde 23’te kalıyor.
Düşmanın diliyle konuşanların düşmanın mantığına teslim olması kaçınılmazdır. Nitekim bir sonraki aşamada ‘ılımlı-aşırı’ ayrımı türünden tasnifleme çabalarının da ayn
İslam fıkhına göre yaşadığımız toprak veya ülke “Daru’l-İslam”, “Daru’l-Küfr”, “Daru’l-Harp” gibi tanımlarla ayrıştırılmıştı. Toplum ve toprak bağlamındaki ayr�
Bugüne kadar hem vatanperverlik hem de milliyetçilik çeşitli değerlere ve ideolojilere dayanarak gelişiyordu. Şimdi çok daha farklı bir milliyetçilik tarzı ortaya çıkıyor. Tekno-milliyet
Somali’de, Libya’da, Suriye’de… Türlü imkânsızlıklara ve reel-politiğin dayattığı zorluklara rağmen, vicdanın ve insanlığın tarafında saf tutmak… Bu çizgi, hiçbir zaman bozu
Popülizmin zaman kaybı olduğu ve hayal kırıklığı yarattığı doğrudur, ancak demokrasi şimdilik bu ateşin üzerinde ağır ağır pişip halkı küçük bir çocuktan genç ve bilinçli bi
Çinli araştırmacılar, on yıl süren özenli çalışmaların ardından kilden yapılan askerler dünyaca ünlü 'Terracota Savaşçıları'ndan 220'sini daha keşfetti.
Batı'nın künhüne vakıf olmadan batıcılık yapıldı bu memlekette ve Batı gardıroptan ibaret görüldü... Benzer durum geleneğe sahip çıkmak adına onu tahrip etmeye, karikatürleştirmey
Putin “yeni Rusya” kavramını, tüm ekonomik tehditlere ve ciddi anlamda ekonomik sorunlara rağmen değiştirmeyi planlamakta. Putin; “Çarlık Rusya’sı” kavramını masaya getirtmekle,
Bugün sizlere kadim dostum İsmail Kara’nın anlattığı bir çocukluk hatırasını nakledeceğim.
İnsanoğlunun kullandığı hemen hemen her nesne, örnek olarak bir araba, bir tarihî geçmişe sahiptir. Bir arabayı oluşturan tekerlek, cam ve diğer unsurlar hem maddî hem de kavramsal olarak
Türk Müslümanlığı olgusunu ele almadan önce ilk olarak ifâde etmemiz gereken husus bu kavramın sosyolojik bir kavram olduğudur. İslamiyet’in farklı bir formu olarak asla ve asla algılan
Cemil Meriç, yirminci yüzyılın yetiştirdiği eşine ender rastlanan mütefekkirlerden. ‘‘Okumak’’ denildiğindeyse benim aklıma ilk gelenlerden. Hayatının ileriki safhalarını sahip o
Kimsenin kimseye laf söyleyemediği, yanlışların hatırlatılmasının rahatlıkla kişisel saldırı olarak algılanabildiği bir ortamda emri bil maruf ve nehyi anil münker sorumluluğu hem ço
Sokullu Mehmed Paşa’nın gündeme getirdiği “çılgın kanal projeleri” hayata geçirilmemişti. Asıl sorulması gereken soru ise, bu projelerin tartışıldığı dönemde dünyanın büyük