ABD’nin İsrail’e olan şartsız desteği stratejik ve ahlaki olarak gerekçelendirilemiyorsa asıl sebep nasıl açıklanabilir. Stephen M. Walt ve John Mearshemier’e göre bunun açıklaması
Hakikatte insan kendi kendine karşı bir şahittir. (Kıyamet Suresi, Ayet 14-15) Ayet-i kerimeyi serbest çevirmek isteseydim 'Ne kadar mazeret söylese de insan kendini bilir' diye çevirebilirdim.
Son İstanbul seyahatimde bir Afrika gönüllüsü olan Nazan Yalçınkaya’nın nazik davetine icabet ederek Çengelköy’deki Afrika Cafe’ye misafir oldum. Mekan aynı zamanda Afrika’da sosyal
Herkes bir parça ekmeğin arkasında koşarak kendini rezil ediyor. Bir parça ekmeğe sahip olmak için gayrimeşru işler yapıyor. Bunu görünce bildim ki rızkı Allah’a ait olan canlılardan
Sosyolog yazar Abdurrahman Arslan samimiyetinden hiçbir zaman ödün vermemiş bir âlim. İslâm, modernlik, iktidar ve akıl konuları üzerinde çalışan Arslan’la günümüzde dindarların dü
Rusya’da devlet yapısı çok katmanlıdır ve “Putin tek kelimesi ile her şeyi yönlendiriyor mu” sorusuna, “hayır” diye rahat cevap vermemiz mümkündür. Teknokrat bürokrat yapı, cidd
2006 yılında Frankfurt Kitap Fuarı’na katıldığım tarihten sonra ilk kez yurt dışına çıktım. AGD Viyana teşkilatı uzun zamandır davette bulunuyordu. Bu kez göze aldım, gittim iyi de
Çığırtkanlık vakarın, hoyratlık nezaketin, istismar hürmetin üzerini örttüğünde âhir zamanlar gelmiş demektir. Durup ince şeyleri anlayabilmek için, bizim ötemizdeki insanın yaralar
Adorno, her ne kadar “Doğruyla sahici eşitlenemez” dese de ahlaki ve ontolojik tecessüsler arasındaki zımni mütekabiliyeti örseleyecek yahut imkansızlaştıracak insani, makul bir nedensel
91 yıl önce bugün Türkiye’ye iltica eden Lev Troçki, Atatürk’e telgrafında şöyle diyordu: sınırı zora boyun eğmek durumunda olduğum için geçiyorum. Lütfen, Bay Başkan uygun duygu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Askerlerimize en küçük zarar gelmesi halinde rejim güçlerini her yerde vuracağımızı ilan ediyorum." dedi.
İçimizde tek bir ağaca bile tahammül edemeyenler, onu görmeyip geçenler var. Arabasına park yeri açmak için “Ulan bir gece şu mereti deviriversem ne lazım gelir” diye düşünen maganda
Osman Bölükbaşı ile ilgili yazımda onun basın hürriyeti ve yargı bağımsızlığı konusunda 1956’da yaptığı bir konuşmadan bahsetmiştim. Birçok okuyucum konuşmayı burada yayımlama
Resmi eğitimin ufku daraltıcı, kısırlaştırıcı ve tektipleştirici olduğuna dair eleştiriler az değildir ve bu eleştiriler haksız da sayılmazlar. Yine de, resmi ya da başka bir yolla ol
Onun için yemek yemek bir zorunluluktu ve elinden geldiğince az yemeye çalışıyordu. Eğer yeteri kadar yemek yemezse gittikçe daha da zayıflayacağını ve gelecekteki hastalıklara karşı di