90’lı yılların başına gidelim ve bir an kendimizi sıradan bir SSCB vatandaşı yerine koyalım. Dünyanın neredeyse üçte birine hükmeden ve sonsuza dek hükmedecekmiş gibi duran imparator
Anlamıyorum. Daha doğrusu şöyle söylemem lazım: “Artık anlamadığım şeyler, anladıklarımdan fazla.”
Çok ciddî bir coğrâfî bölgede, çok ciddî günlerde yaşadığımız; üzerimizde çok ciddî dînî ve millî görevler bulunduğu için; hepimiz çok ciddî düşünmek ve çok ciddî çalı�
Bizim birinci işimiz İslâm kalmaktır. Öncelikli vazifemiz ise çocuklarımızı en güzel şekilde koruyup büyütmektir. Çünkü bizdeki emanet, onlara geçecek. Böylece emanetin kapısına ik
Ulrich Beck’in ‘risk toplumu’ tanımı, hâl-i pürmelalimizi en iyi anlatan bilimsel terim. Bizler bir ‘risk toplumu’nun içinde doğduk, 20’nci yüzyıl bizi risklerle dolu bir gelecek t
İran’lı dostlar,1980-88 arasındaki İran -Irak Savaşı’nın en şiddetli şekilde cereyan ettiği ilk aylarda ülkenize geçen ve aranızda yıllarca yaşayan birisi olarak bugün, sizlerle �
“Batı Hıristiyan bir toplum değildir. İslamofobi üzerinden bunu söylemekten vazgeçelim. Batı nihilist bir toplumdur. Allah’tan bahseden her şeye düşmandır. Bugün İslam’ın karşıs
Abdurrahman hikâyesini hiçbir zaman tamamen anlatmadı bana. Ben gram gram, söktüre söktüre öğrendim. Önüne bırakılan çayları yudumlayışından anladım ki “güvercin”dir Abdurrahma
Ben size farklı bir 28 Şubat’tan söz edeceğim. Yaşadığım tarihe tanıklık edeceğim.
Adım Kevser Muhammed, 35 yaşındayım. 4 çocuk annesiyim. Suriye’nin Halep kentindenim. 2012’de savaştan kaçıp Türkiye’ye geldik. Tartışma programlarında sürekli “Gönderelim, gönd
Sezai Karakoç’ta gelenek eleştirisi, başlı başına bir bahis olarak ayrıca incelenmeye değerdir. “Ağaçlar ve Mezartaşları” yazısından kısa alıntılarla meramımızı anlatmaya ça
Hadis profesörü ve düşünce insanı Mustafa Ertürk’ün Sünnet’in Güncelleştirilmesi – Nebevî Sünnetin Dinamizmi: Tecdid ve Sünnet İhdası başlıklı önemli kitabını yeni okuyabil
Afrika’dan başlayayım. Zaman zaman benim de en sert şekilde eleştirdiğim twitter ünlüsü Tuğrul Selmanoğlu, bir süredir birkaç arkadaşıyla birlikte Afrika’nın yoksul ülkesi Mali’n
Lokantaların kapısında ilk duyulan sestir o. Tezgah arkasında bekleyen ustanın gözleriyle yakaladığı müşteriyi içeri çekmek için tebessümlü bir çehreyle yaptığı ilk hamle: Buyrun E
İnsanımızın ruh dünyasını çökerten, kimlik krizi açmazına sürükleyen, maddi hayat beklentisi uğruna neleri feda etmek durumunda bırakılışına kafa patlatılsa yeridir. Yoksulluk çiz