‘Tüm yaşamımızı şekillendirenin bu bellek olduğunu fark edebilmemiz için, çok az da olsa belleğimizi yitirmeye başlamamız gerekir’ diye yazar Luis Bunuel, ‘Kendini ortaya koyamayan b
Ölümle, sürgünle, asimileyle, tecavüzle neticelenen Hristiyan politikasının getirdiği yıkım, şüphesiz hâlâ acı bir hâdise olarak hatırlanmaya devam ediyor. Endülüs’te sürgüne gi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Berlin dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamaların satır arasında Somali’den petrol aramaya yönelik davet aldıklarını duyurması dikkatlerden kaç
Doğu Türkistan ikinci Endülüs olma yolunda. Müslümanlara yönelik zulümler işkenceler artarak devam ediyor. Dünya sağır ve dilsiz. Doğu Türkistan üzerine önemli çalışmalara imza atan
Dr. Lamia Levent Abul ve Emin Gürdamur’un Diyanet Dergisi'nin Ocak 2019 tarihli sayısı için Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu Hoca ile yaptıkları söyleşiyi okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Onun şu sözü bizlere şiar olmalıdır: Olduğunuz gibi kalın. Dininizi ve milliyetinizi koruyun. Kimliğinizi kaybetmenin bedeli köleliktir.
Görünen o ki, Libya konusu, Türkiye’nin devreye girmesi ile farklı bir safhaya intikal etti. Libya’da çatışan iki tarafı destekleyen Türkiye ve Mısır bir kez daha karşı karşıya geli
Taha Akyol, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit “yargı bu kadar zikzak yapmamalı” beyanını bugünki köşe yazısında ele aldı.
Daha önce çeşitli vesilelerle yazmıştım. Bir kere daha o konudaki görüşlerimi kısaca hatırlatayım istiyorum. Ardından da içinde Suavi ve Musa Eroğlu olan o çok kırıcı meseleye gelme
Osmanlı Devleti’nin 400 yıllık Kuzey Afrika hâkimiyetinden geriye kalan en büyük miras Kuloğulları denilen Türkler’dir. Kuloğulları her ne kadar bugün Türkçe konuşamasalar da Türk
Suriye’de varız, evet. Hala şehitlerin geldiği ve milyonlarca mültecinin nasıl bir çözümle yurtlarına dönmesini kestiremediğimiz bir varlık bu. Libya’ya gittik, daha da gideceğiz. Ke�
Dün Libya’da ateşkesin sağlanması ve siyasi çözüme katkı sunmak üzere Almanya’nın girişimiyle toplanan Berlin Konferansı beklendiği gibi tam katılımla gerçekleşti. Bu toplantını
Sözlerin bir ağırlığı, bir kalıcılığı, dokunaklılığı kalmamış gibi sanki, ağzımızdan çıkıyor, önemsendiğine dair jest ve mimiklerin sergilenmesinin ardından, belki bunu bile
Entelektüel vicdanı, aydın namusu vs. Bunların nasıl bir şey olduğunu düşünürken, aklıma, İsmail Kara hocamızın dört yıl önce yaptığı bir konuşma geldi. Kara"ya göre, "Batı Avr
Elma olgunlaşınca düşer. Peki ama niçin? Bir güç onu toprağa doğru çektiği için mi? Sapı kuruduğu için mi? Güneşte kurumaya başladığı için mi? Ağırlaştığı için mi? R