Bu topraklara ayağı düşenler, geçmişte bizim hakkımızda şu minval üzere tespitlerde bulunurlardı: “Türk mahkemelerinde, bizde olduğu gibi iltimas mektupları geçmez. Adaletlerinin en i
Günlük hayatta bazen görüyoruz. Maruz kaldığımız da oluyor. Her türlü fenalığı yapıyor, insanların hayatı ve haysiyetiyle oynuyor, fakat zerre bedel ödemeden, hiçbir şey olmamış g
Bana göre, hukuklu toplumlar, büyük diktatöre geçit vermeyen; küçük diktatörlere de hesap sorabilen toplumlardır. Güngören Belediyesi’nde yaşanan kepazeliğin o küçük diktatöre hesa
Türkiye-Libya arasında imzalanan mutabakat Akdeniz’deki dengeleri yeniden belirledi. Yunanistan ve İsrail’in başını çektiği bölge ülkeleri daha önce aralarında sağladıkları mutabaka
Türkiye’nin Balkan pazarında bağlantılar açısından en avantajlı olduğu ülkelerden biri olan ve AB perspektifinden vazgeçmeyen Bosna-Hersek, ülkemizin AB’ye daha fazla gümrüksüz tica
Sultan II. Abdülhamid dönemi Türkiye’sinde, yaklaşık 26 yılını İstanbul’da geçirmiş olan, İngiliz büyükelçisinin kızı Dorina L. Neave’in kaleme aldığı hatıralar vaktiyle Ter
İsveç'in başkenti Stockholm'de Bosna soykırımını inkar eden Peter Handke'ye Nobel Edebiyat Ödülü verilmesine tepki gösteren İsveçli gazeteci Christina Doctare, 1988 yılında Birleşmiş
Gençlerimizin önemli bir kısmı, sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanıyorlar. Burada, genelde teknoloji, özelde internetten istifade ederken, sizin sıkça kullandığınız ifadeyle, “int
İnsanın insan olarak bir değer olmadığı, iliklerine kadar sömürüldüğü, tüketildiği bir anlayışın kurbanı. Kendisine ait bir gün vehmi yılda bir kez bir dalga gibi gelir geçer, ard
İslamcılık üzerine tartışmaların, Müslümanlar var oldukça bitmesi elbette mümkün değil. Bu başlık altındaki bir gündemin sürekli yenilenmesi, hareketlenmesi gayet doğal. Hele İslam
İsveç Kraliyet Akademisi Nobel Komitesi’nin, bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü’nü Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verme kararı, haklı olarak dünyanın dört bir yanında tepkiyle karş�
Yakın tarihimizin en gaddar, en ceberrut komutanlarından biri de, hiç şüphesiz Mustafa Muğlalı Paşa’dır. 1943’te işlemiş olduğu katliâmlı bir cinayetinden dolayı yargılanıyordu. M
Sykes-Picot sınırları kanla çizilmemişti. Osmanlı Çanakkale'den Filistin'e, Basra'ya, Kafkaslara kadar her cephede dökülen kanla yıkıldı. Yerine kurulan Ortadoğu denklemi bu yıkımın ba
Aşk aslı itibariyle cismanî (dünyevî) ve yine aslı itibariyle ilâhî (uhrevî) olmak üzere ikiye tab’an ayrılmış mıdır; yoksa biz insanlar bu ayrımı keyfimiz istediği için, işimize
Zalimlerin ve onların kurbanı olan mazlumların olduğu bir dünya bizi tanıklığa çağırır. Hiç kan dökülmemiş, çocuklar hiç yetim kalmamış, ıstırap yürekleri kavurmamışçasına d