Hem kişi hem de toplum, kendisini geçmişten hareketle şimdinin imkanları içerisinde gelecek için hazırlar. Bu tavır da insan oluşun sürekliliğini sağlar; canı, aklı, soyu, malı ve inan
Ailelerin çocuğa irade eğitimini erken yaşlarda vermeleri ve onları doğru rol modelleri ile tanıştırmaları şarttır. Anne-baba çocuğa bir kişinin davranışlarını körü körüne takli
Yugoslavya'nın parçalanması sırasında, 1 Mart 1992 tarihinde yapılan referandumla, Slovenya ve Hırvatistan'ın ardından bağımsızlığına kavuşan Bosna Hersek'te, ''Bağımsızlık Günü'
Yüz yıl önce bıraktığımız yere döndük. Seçkinciliği temel alan yapılar yabancılarla iş tutmaktan kaçınmıyor. Kozmopolit ortamlara teslim olmamış unsurlar da sahici fikirlere öncü
Burası Gazze. Sıra arkadaşlarını kaybetmiş okul öğrencileri. Şakalaştıkları, belki de bazen didiştikleri arkadaşlarının yerinde "şehit" yazan bir kağıt parçası... ... Gündemin
Gerçekten de, modernitenin insana yaptığı en büyük kötülük, insanı tabiattan kopartması ve Tanrı’yı hayatın dışında tutmak istemesidir. İnsan, varlığını sürdürebilmek için n
Almanya'nın 10. Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Almanya'nın Brühl kentinde Brühl Türk Kültür Ocağı'nın düzenlediği "Farklı bir toplumda sosyal uyum" temalı konferansta İslam hakkında
Hayatımıza girdiği günden beri günlük yaşantımızın vazgeçilmezleri arasına giren televizyon, gerek sosyal yaşantımızı gerekse de toplumsal dönüşümümüzü tetikleyen önemli bir te
İslam adına kan dökenlerin dinle kurduğu ilişki de modern insanın reaksiyoner halinin dini izdüşümü olarak görülebilir. İslam tarihini kısa devre yorumlayan bir anlayış gelenekle kurdu
İnsanın sadece kendi öz gayesi ve çıkarı için çabalayıp etrafındaki kimseye fayda sağlamaması. Mahluk, aldığını vermeye başladığında olgunlaşmıştır.
Anadolu, “Kültürlerin kesişme noktası” şeklindeki genel-geçer söyleyişlerin fevkinde, muhteşem bir havuz! ezelî irfan kitabının, her biri bir sayfa hükmündeki tarihi eserlerle okunma
Hortlayan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen korkusu, rızk kaygısı gibi faktörlerin temelinde batının yaşadığı tarihin bilinçaltına yerleştirdiği kaygılar yatıyor.
Çile, öldürmek için değil, diriltmek için varedilmiştir mü’minin akîdesince. Nasıl demir tavında dövülerek üretilirse, mü’min de çileyle yoğrularak doğrulur, bütün güçlükler
Yanan bir memleketi terk etmiyoruzdur da yokluğumuz bir memleketi yok etmeye yetiyordur. Çünkü surlarla yani betonlarla ve insanlarla kuşatılmış şehirler, özgürlükten başka, çok başka �
Caddelerin tıklım-tıklım olduğu Kadıköy gibi bir yerde niçin sadece ve özellikle o tesettürlü kıza saldırıldığını izah edemezler. Kezâ, Beşiktaş’taki tesettürlü öğretmen han