Sosyal Medya

Bir Fotoğraf Karesinin Hikayesi: İki Türk, bir Alman ve Napolyon

Sosyal Medya’da Donald J. Trump adıyla yer alan bir hesapta, Londra’da buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Johnson, Fransa Devlet Başkanı Macron ve Almanya Şansölyesi Merkel’in birlikte görüntüleri yayımlandı.



NATO’nun 70. kuruluÅŸ yılı münasebeti ile bir araya gelen bu dörtlü için makul ve gerekli bir fotoÄŸraftı. Ancak hesapta, ErdoÄŸan ve kökeni Türk olan Johnson kastedilerek iki Türk; bir Alman ve Napolyon diye mizahi bir not düÅŸülmesi de oldukça anlamlıydı. Hesabın kime ait olduÄŸu veya sahteliÄŸi ihtimalleri bir yana; yapılan yorumun akıllıca olduÄŸunda hiç kuÅŸku yoktur.
 
Malum, NATO, Macron’un dediÄŸi gibi, beyin ölümü gerçekleÅŸmemiÅŸ olsa bile büyük bir kriz geçirmektedir. Daha doÄŸrusu Sovyetler’in çöküÅŸünden beri kendisine hedef olarak belirlediÄŸi yeÅŸil tehdit konsepti son geliÅŸmeler ve özellikle DAEÅž’in ortadan kalkmasıyla tamamen çökmüÅŸtür. Yeni bir arayışın içindedir. Bu arayışta, Batı’nın içinde olmasına raÄŸmen sürekli Batı’dan dışlanan ve hatta NATO’dan çıkarılması düÅŸünülen Türkiye ile AB’nin ötekisi olan ve birlikten çıkmaya çalışan Ä°ngiltere’ye muhtaç olmasının siyasi bir mizah olarak görülmesi gayet tabiidir. FotoÄŸraftaki iki ülke liderlerinin sadece kökenleri deÄŸil, bugünkü duruÅŸlarından dolayı “iki Türk” olarak nitelenmesinin de yerinde bir izah olduÄŸunda kuÅŸku yoktur.
 
Peki ya; CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın “kendi beynine baksın” dediÄŸi ve bana göre de Fransa’yı düzlüÄŸe çıkarma bahanesi ile düzlük sonundaki uçuruma sürükleyen Macron’un, Napolyon olarak nitelenmesine ne denilmelidir? Bu isimlendirmenin de tesadüfi bir yorum olduÄŸunu düÅŸünenler bir kenarda dursun. Onlara söyleyecek bir ÅŸeyim yoktur. Fakat burada tarihi bir yorumun yattığını düÅŸünenler okumaya devam etsin. Bir fotoÄŸraftan bu kadar anlam çıkarmaya çalışmamı yadırgayacaklar çıksa bile, ÅŸu bir gerçek ki; yorum sahibi ya tarihi biliyor ya da tarihin kendi ruh dünyasında bıraktığı izler ile insiyaki bir ÅŸekilde Macron’a Napolyon yakıştırması yapıyor.
 
Konuyu fotoÄŸraf yorumculuÄŸu dersinden çıkarıp biraz daha açarak anlaşılır kılalım.
 
Napolyon, ilk anda akla büyük bir devlet adamı, baÅŸarılı bir savaÅŸçı ve sarsılmaz bir imparator gibi gelse de; Batılıların iç dünyalarında o, Avrupa’da sebep olduÄŸu düzen bozucu sarsıntılar ile hatırlanmaktadır. O, Avrupa’yı tehdit eden birçok iç savaşın da öncüsü olarak görülmektedir. Tıpkı ÅŸimdi Batı’nın tek güvenlik ÅŸemsiyesi olan NATO’yu ölü ilân eden Macron’un gibi. Macron’a atfedilen Napolyon sıfatı, bizim zihin dünyamıza yanlış bir ÅŸekilde nakÅŸedilen deÄŸil; Avrupa’nın zihnindeki düzen bozucu Napolyon’dur. Yani bu sıfat Macron’a iltifat deÄŸil, okkalı bir hakarettir.
 
Tabi, iÅŸi bir de tarihteki Türk-Fransız iliÅŸkileri baÄŸlamında ele almak gerekmektedir. Türk-Fransız iliÅŸkileri kronolojisine baktığımızda, Avrupa’da yok edilmekle yüz yüze kalan Fransız krallığının Kanuni sayesinde kurtarıldığını bütün Fransız tarihçiler itiraf etmektedir. Tarafların belgeleri de bunu ispatlamaktadır. Ä°ki taraf arasındaki iliÅŸki bir taraftan Osmanlı-Avrupa iliÅŸkilerini belirlerken; diÄŸer taraftan da iki ülke arasında tabii bir söylem haline gelen “kadîm dostluk” ile ifade edilir seviyeye çıkmıştır. Bu söylemin gerçeklikle iliÅŸkisi, -hatta etrafında oluÅŸan efsaneler- bir tarafa, ilk defa Napolyon’un Osmanlı toprağı olan Mısır’ı iÅŸgal giriÅŸimiyle bozulduÄŸu da bir hakikattir. Tarihi belgelerin ışığında söylersek; Napolyon, 1798 yılında, asırlarca süren Türk-Fransız dostluÄŸuna büyük bir darbe indirmiÅŸtir.
 
Macron, verdiÄŸi son görüntüsü ile kahraman, devlet adamı, imparator Napolyon’u deÄŸil; tarihin akışını deÄŸiÅŸtiren ve Osmanlı’nın geleceÄŸinde olumsuz etkisi olan bu darbenin faili Napolyon’u temsil etmektedir. Bu yüzden gergindir, saldırgandır ve sahte kahraman pozlarındadır. Åžimdi ona da Napolyon gibi önce hatalarını düzeltecek ama yine de yeterli olmayacak bir Sebastian lazımdır.
 
Tarihi bilenler Fransızların Osmanlı siyaset sahnesinden silinme ve Ä°ngilizlerin yer alma sürecini hatırlayacaklardır. Elbette tarih kendisini tekrar etmeyecektir. Ama yapılan hatalar yüzünden benzeri sonuçların doÄŸmasının kaçınılmaz olduÄŸu da bir gerçektir.
 
“Ä°ki Türk” yorumu acaba böyle bir sürece mi evirilecektir?
 
 
Zekeriya KurÅŸun / YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.