Her tarafımızın fast food restoranlarıyla kuşatıldığı, televizyonlarla sürekli propagandalar yapıldığı, tarım ve hayvan üretim sektörünün yok edildiği ve çok uluslu şirketler tar
Algıların gerçekliğin önüne geçtiği bu enformatik çağda sosyal medya ortamları üzerinden yükselen ırkçı tutumların gelecek on yılları esir almaması adına sosyal ağlara yönelik e
Değişik kaynaklardan beslenerek popüler kültürde revaç bulan “Batı karşıtı” söylemi “medeniyetler savaşı” ideolojisi için araçsallaştırmak ciddî sorunları beraberinde getiri
Başakşehir Belediyesi, İstanbul Üniversitesi ve Argetus Araştırma Şirketi’nin işbirliği yaptığı, Albayrak Medya Grubu’nun medya sponsoru olduğu İstanbul Gençlik Çalıştayı, muazz
The New York Times, Tahran yönetiminin istihbarat faaliyetleriyle Irak'taki nüfuzunu artırma çabalarına ilişkin 700 sayfalık istihbarat belgeleri yayımladı.
Eşyaya ve olaylara hikmet nazarıyla bakabilen fertler sorumluluklarının farkındadırlar ve önlerine çıkan engeller ne olursa olsun hakikat çizgisinden uzaklaşmazlar. Bilginin hikmetle buluş
Sözün güzeli rahmettir, bağış ve sevgidir. Gönlün dışa yansıması, kalbin sevgisi ve güzelliği. Güzellikler yurdunda insan güzeldir. Dünyayı güzelleştiren de insan.
Dinimiz adına ve araya gelirken iki temel ölçü üzerinden ne kadar eksende kaldığımız ya da eksenden kaydığımız anlaşılabilir. Bunların birincisi şûradır. Bir kişinin veya bir grubu
İslâmcılık Türkler için bir civar ve bir cidar meselesi değilse, mutlaka merkezi ve cevherî bir meseledir. Meseleyi kavrayabilmek için İslâmcılığın miyar alındığı bir ortama kavuşm
Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzalanmasının üzerinden tam 30 yıl geçti. Dünya Çocuk Hakları Günü’nde üye ülkelerin mülteci çocukların haklarının nas
Yine bir gün biri çıkacak ve “Şu kadına haddini bildirin” diyecektir. Cümlenin başında “Ulan” yer alacak mı almayacak mı orası şimdilik belli değil. Bilmediğimiz bir başka taraf
Bu mini röportaj 2011 yılında İstiklal Caddesi’nde bulunan Ara Kafe’de gerçekleştirilmiştir. Bülent Parlak / İzdiham
Hasan Hulûs Çelebî aynı zamanda bir şair, bir araştırmacı, bir kültür mimarı ve bir bestekâr kimliğiyle tarihin tozlu sayfalarında sırlanmış bir eren olarak aşkla ihata ettiği ömr�
İslam tarihi araştırmacılarının en çok merak ettikleri ve dolayısıyla da önem verdikleri dönem 9. ve 10. yüzyıldır. Nedeni çok basit: Müslüman toplumların, devlet ve toplumsal kuruml
Fatih, Ortodoks kilisesine göre, aforoz edilmiş olduğu halde ölenlerin cesedinin bozulmayacağına dair bir inanışı sınamak istemiş. Böyle bir şahsın mezarının açılmasını emretmiş.