Osmanlı Devleti döneminde “deniz” denilince ilk akla gelen kişi olan Barbaros Hayreddin Paşa, gösterdiği başarılarından dolayı ilk olarak Cezayir’in hükümdarı olmuş, daha sonra Yav
Bir yerde gücün sözü, sözün gücünü boğuyorsa, güç zehirlenmesi gerçekleşmiş demektir. Hak ve hukuksuz elde edilen gücün tek bir görevi var o da sahibi zehirlemektir. Kendilerini her
Mevcut düzende sağlıklı olarak kimi kavramların ve durumların tartışılması başlı başına sorun. Mevcut düzenin kabulleri İslâmî düşünüş ve inanç üzerine değil. İslâmî belir
Modern zamanların, ilkel ve kaba insanı, cahiliye devrini aratmıyor. Rızkın sahibinden haberi olmayan, yaşam gayesini unutan insanlar, acı akıbetlerini hazırlıyor. Depresyon çıkmazındaki
İsveç'te sosyal medyada kapalı gruplarda örgütlenen bazı aşırı sağcıların, ülkedeki bütün Müslümanların öldürülmesini istediği belirtildi.
‘Modernliğe itiraz hayat tarzında başlamalıdır. Siz alternatif bir hayat tarzı sunarsanız o hayat tarzının öngördüğü iktisadı, eğitimi, teknolojiyi ya da ilişikleri üretebilirsiniz
Müslümanlar bütün dünyada ya kamplara tıkılıyor ya da bombalara tutuluyor. . Dışlanıyorlar, ötekileştiriliyorlar, toplama kamplarına dolduruluyor, yurttaşlık kimlikleri yırtılıyor,
Afilli dükkanların alışveriş yapmaya odaklı auraları içinde bir dükkandan bir dükkana savrulurken, geçen beyhude zamanın uzun saatlerini, dakikalar olarak görmekteyiz. Çünkü bu binalar
"Tabutta Rövaşata", "Filler ve Çimen" ile "Gölgeler ve Suretler" gibi yapımlara imza atan yönetmen Derviş Zaim, genç meslektaşlarına sezgilerini dinlemeleri ve hata yapmaktan korkmamaları t
Geçtiğimiz günlerde yine gündemde Nobel ödülüne layık görülen faşist bir yazarın talihsiz açıklamaları yer almaktaydı. Srebrenitsa’da yaşanan soykırımı inkâr eden Avusturyalı
Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının keşfedilmesiyle beraber bu bölgenin jeopolitik önemi gittikçe artmıştır. Sadece kıyıdaşların değil, aynı zamanda uluslararası aktörlerin ve şi
Avrupa'da aşırı sağcı ideoloji ve zenofobi ile beslenen islamofobik saldırılarla karşı karşıya kalan Müslümanlar Asya'da da etnik ayrımcılık, asimilasyon ve baskı uygulamalarına maru
Tanzimat sonrasındaki tecrübeler de gösteriyor ki, bütün bu işi yapacak olan yetişmiş, kaliteli hukukçulardır. Değişebilir hükümleri de güncellemek basit ve sıradan bir iş değildir.
Milli devletlerin sahip oldukları toprak parçaları, dominant devletlerin kontrolünde yeni bir dünya sistemi içerisinde ulusun kendi çıkarı haricinde kullanılabilir mi? İşte bu sorular ulus
İbrahim Kalın, ''Akıl ve Erdem'' adlı eserinin üçüncü bölümünde; İnsan kelimesinin kökenini oluşturan ünsiyet ve yakınlık kelimesi için bir şerh koyma gereği duyar ve ünsiyet ve y