Ali Ufkî Bey, Osmanlılara esir düşmüş Polonyalı bir entellektüel. İhtida edip Osmanlı Sarayı'na alındıktan sonra meşkhanede görev yapmış.
İslam’ı yeniden tolum dini haline getirebilmenin tohumu da yine bireydir. Sağlam ve ıslah edilmiş bir tohum olmadıktan sonra gürbüz ekinler olmaz. Bu sebeple kişinin kendisi ile duyguların
Demirhan, Kuruluş Sarmalından Kurtulmak adlı eserinde Osmanlı’nın kuruluş sorununun bizatihi kendisinin bir sorun olduğunu, bu sorunun da sosyolojik bakımdan “kuruluş sarmalı” olarak a
Sir W. M. Ramsay’ın Timaş Yayınları’ndan çıkan “İsyan Günlerinde İstanbul” isimli eserinden 31 Mart İsyanı’nda İstanbul’un durumu, Sultan II. Abdülhamid ve muhalifleri arasın
Çin özelinde söylersek kamplar kapatılmalı, özgürlükleri ellerinden alınan insanlar serbest bırakılmalı. Başkaları insan haklarını daha yoğun şekilde ihlal etse de, Çin jeopolitik n
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli ve Suudi Arabistan’ın sahibi olduğu MBC TV’de yayımlanmaya başlanan “Ateş Krallıkları” isimli televizyon dizisi Türk dizilerinin Arap dünyas�
"Ölüm sadece insana değil, bilgiye de gelir. “Belki hâlâ o besteler çalınır / Gemiler geçmeyen bir ummanda” der şair. Ürettiğimiz hoş sedalar, kapanan siteler ile hangi ummana gider?
Hayatımıza girdiği günden beri günlük yaşantımızın vazgeçilmezleri arasına giren televizyon, gerek sosyal yaşantımızı gerekse de toplumsal dönüşümümüzü tetikleyen önemli bir te
"Allah güzeldir, güzeli sever." Çirkinlik, bayağılık ve metalaştırma, bizi asil ve güzel olanı aramaktan alıkoymamalı.
İslam adına kan dökenlerin dinle kurduğu ilişki de modern insanın reaksiyoner halinin dini izdüşümü olarak görülebilir. İslam tarihini kısa devre yorumlayan bir anlayış gelenekle kurdu
Bu yazı Prof. Dr. mehmet Azimli'nin, “Benim Gözümle Coğrafyalar” adlı eserindeki ''Endülüs'' bölümünden bazı alıntılar ile oluşturulmuştur.
Algıların gerçekliğin önüne geçtiği bu enformatik çağda sosyal medya ortamları üzerinden yükselen ırkçı tutumların gelecek on yılları esir almaması adına sosyal ağlara yönelik e
Duygunun terk edilmesi, modern kişinin en temel duygusal gerçekliği olarak tarif edilen, derin bir içsel “küntlük ve ölüm hali”ne yol açar. Varoluşsal sorunlar ve “ruh ölümü” böy
İslâmcılık Türkler için bir civar ve bir cidar meselesi değilse, mutlaka merkezi ve cevherî bir meseledir. Meseleyi kavrayabilmek için İslâmcılığın miyar alındığı bir ortama kavuşm
İnsan, tarihî deneyim gösteriyor ki, esas itibariyle kemâl arayan bir varolandır; ancak her kemâl, zevâle evrilir... Öyleyse hem var-olmanın, hem de hayatın yeniden anlamlı kılınabilmes