Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Mehmet Beyhan: Türkiye Barışın Öncüsüdür



22 Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşında ilk atılan bombalar, ateşlenen füzeler, kurşunlar gökyüzünü ve bedenleri parçaladığında Türkiye barışı sağlamak için çok ciddi çaba sarf etti. Türkiye’nin derin vizyonu, esnek diplomasisi, güçlü iradesi ve tutarlı duruşu, barışın stratejik dayanağı hâline geldi. Türkiye, en başından beri bu savaşın anlamsızlığını her uluslararası ortamda dile getirmişti. Barışa dair Türkiye’nin öncü rolü başta anlaşılsaydı ne bu kadar insan ölürdü ne de bu kadar kaynak israf edilecekti.

Geçte olsa ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna ile Rusya arasında barışı sağlama çabaları geç kalınmış olumlu bir gelişmedir. Ancak Trump ve Putin’in Alaska’da bir araya gelmelerinde barışa dair somut bir sonuç çıkmadı. Alaska Zirvesinden üç gün sonra Trump, Zelenski ve Avrupalı liderleriyle Beyazsaray’da görüştüler. Bu görüşmeden de somut bir ilerleme görülmedi. Ancak liderler görüşmelerin iki ülke arasında barışı sağlamak için olumlu bir adım olarak nitelendirdi.

Zelenski, Beyaz Saray'ın dışında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Başkan Trump'a bu görüşme için teşekkür etmek istiyorum. Bu, şimdiye kadar yaptığımız en iyi görüşmeydi ve bu çok önemli," dedi. Ancak Alaska Zirvesine ilişkin dikkat çeken bir diğer önemli gelişme, Putin hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tutuklama emri vermişti. Buna rağmen ABD, Putin’in topraklarına girmesine izin verdi. Alaska Zirvesi’nde barış çıkmadı ama Putin çıkmış oldu.

Türkiye, anlaşmazlıkları bir kenara bırakıp insanlığın ortak iyiliği için çalışmayı teşvik etmektedir. ‘’Dünya Beşten Büyüktür’’ söylemi, Türkiye’nin barışa dair öncü rolünü yansıtmaktadır. Her milletin birbirinden öğrenecek çok şey vardır. Bu bakımdan her ülke dünyadaki yerini, barış ve adalete hizmet ettiği oranda sağlamlaştıracaktır.

Türkiye dışta başardığını içte de başarmalıdır

Türkiye, dış politikada barışa dair oynadığı öncü rolü içerde de başarmalıdır. Karşılıklı sorumluluk ruhunu canlandıracak bir iletişim diline ihtiyacımız var. Her bir ferdin kendisini Türkiye ailesinin onurlu mensubu olduğunu hissettirecek toplumsal ortamın yaratılması gerekir. Nasıl ki bitişiğimizdeki binada yangın çıksa o binada yaşayan insanları kurtarmak için siyasi partisine, etnik kökenine bakmayız, insanları sloganlara veya yüzeysel manşetlere göre kategorilere ayırmak ta doğru değildir.

Aşırı kutuplaşan bir toplum büyük hayaller kuramaz. Hâlbuki içimizdeki ateşi yakan, sınırlarımızı zorlamamızı ve sıra dışı işler başarmamızı sağlayan ilk kıvılcımı tutuşturan hayal kurmaktır. Hayaller, geleceğimize giden yol haritası görevi görür. Hayaller, hayatın iniş çıkışlarında bize rehberlik eder. Çünkü hayaller, tutkumuzu besler, engelleri aşmamız için bize ilham verir ve her şeyin mümkün olabileceği ümidi verir.

Toplumu kutuplaştıran değil, kucaklaştıracak hayallere, ülkülere ihtiyacımız var. Zira bizler derin bir tarihin bakiyesi, güçlü bir medeniyetin üyeleri, mümbit toprakların mirasçılarıyız. Dünyada savunduğumuz adaleti, barışı ve merhameti kendi içimizde de savunmalıyız. İşte o zaman Türkiye her alanda kendi potansiyeline erişeceğini göreceğiz...

 

Mehmet Beyhan

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.