Sosyal Medya

Makale

İnsan

İyiliÄŸin ve kötülüÄŸün aynı zeminde buluÅŸtuÄŸu ender ve ÅŸaheser bir yaratım eseri olarak insan, yaratılmış her varlığın iyiye ve kötüye yönelik eÄŸilimini de belirleme özelliÄŸi kazanarak sorumluluk sahibi bir varlık olarak ceza ve mükâfat alacak bir yapıya sahiptir.

İnsan, bir teklif ile muhatap olmuÅŸ, bu teklife evet demiÅŸ ve gereÄŸini yaptığı zamanda ise hem yeryüzünde bir selam/barışın ikamesi oluÅŸacak ve hem de ahirette cennette ağırlanarak mükâfatını alacaktır.

Yeryüzü serüveni ile insan, bir imtihan gerçeÄŸi ile yüz yüze kalmaktadır. Bu imtihan gereÄŸi ise onu yoldan çıkaracak ÅŸeytan ve yardımcıları da devreye girmektedir. İnsanın kötüye meyyal yaratılışı ÅŸeytanın iÅŸini kolaylaÅŸtırmakta ve böylece insanı aldatmanın farklı yöntemlerini uygulayarak onu yoldan çıkarmaya çalışmaktadır. Ama Yüce Yaratıcı olan Allah, insana merhamet göstererek ona yol gösterici bir Kitap ve bu kitabı uygulayarak gelen bilginin eyleme dönüÅŸmesinin örnekliÄŸini gösteren bir Resul/Elçi de göndermektedir. İşte Åžeytanın ayartmalarına karşı vahyin yol göstericiliÄŸi de denge için temel bir iÅŸlevselliÄŸe sahiptir. Yani insan için kaçamak ve kaçacak bir yol, yordam ve yöntem kalmamaktadır.

İnsanın sahip olduÄŸu her duygunun iki boyutlu olduÄŸunu gözlemleyebiliyoruz. Neye sahip ise insanoÄŸlu, onun iyiye kötüye yönelik bir özellik taşıdığını da bilmeli ve bu bilgiyi idrake dönüÅŸtürebilmelidir. İnsan, unutkandır. Bu unutkanlık, çoÄŸu zaman, etkileÅŸim üzerinden dengesini bozmaya yönelik algılara kapıyı kapatmak için bir vesiledir. Ama eÄŸer, iyilik, doÄŸruluk, güzellik ve benzeri ÅŸeyleri unutursa, özellikle de yaratılmış bir varlık olduÄŸu gerçeÄŸini unutursa bu onun sonunu getirir. İnsan, her daim, kendi yapıp ettiklerinin bir sonucu olarak karşı karşıya kaldığı bir durum, olgu ve olay ile karşılaÅŸacaktır. Önemli olan bu karşılaÅŸmayı iyiye yönelik bir eÄŸilim üzerinden gerçekleÅŸtirebilmektir.

İnsanın karşı karşıya kalığı her durum ona ikili bir yapı sunmaktadır. İşte bu noktada denge, o ikili yapıyı saÄŸlıklı ve doÄŸru bir zeminde lehine kullanma imkân ve ihtimalini sunar. Unutkanlıkta olduÄŸu gibi, başına gelen kötü bir ÅŸeye karşı göstereceÄŸin tepkinin niteliÄŸinde de bu olgu saklıdır. İnsan, karşı karşıya kaldığı her durumu bir sınama olarak gördüÄŸü zaman tepkiselliÄŸini ona göre yeniden düzenleme imkânını kazanır. Ayrıca insanın kendisi için ÅŸer/kötülük olarak gördüÄŸü ÅŸey iyilik, kendisi için iyilik olarak gördüÄŸü ÅŸey ise kötülük olarak ortaya çıkabilir. Burada iyilik ve kötülük kiÅŸinin kendi akli ve tecrübî sınırlılığı içinde algıladığı olgusal durum ile iliÅŸkilidir. Bu durum bize insanın yol gösterici bir kılavuz olmadan yol almasının zorluÄŸunu gösterir. Çünkü ÅŸeytani iÄŸvaya kapılmadan yol alabilmenin yolu, yordamı, yöntemi, doÄŸru yolu, istikamet üzere olmayı saÄŸlayacak olan ilkelere, kulluk edimlerine olan ihtiyaç bedihidir.

İnsanın sahip olduÄŸu bilginin kendi standartları içinde hep bir eksiklik ve zaaf taşıdığını bilmelidir. İnsanın bilme yöntemleri olarak akıl, deney, gözlem, tecrübe ve benzeri yöntemler üzerinden elde edeceÄŸi bilgi ancak iÅŸaret taÅŸları olan ilkelerin güvenilir ve saÄŸlam bir kaynaktan inÅŸa edilmiÅŸ hali içinde anlamlı bir yere sahip olabilir. Yani ilahi bilginin yol göstericiliÄŸi altında bu biliÅŸ süreçleri anlamlı bir iÅŸlevselliÄŸe sahip olacaktır. Yoksa tarih boyunca insanlığın yaÅŸadığı deneyim ve tecrübe ile bu biliÅŸ süreçleri yeterli bir olgunluÄŸu ve sorunları çözme konusunda oluÅŸan yetersizliÄŸi bilmektedir.

O zaman insanın yaslandığı zemin, zaman ve dayanağını doÄŸru bir duruÅŸ üzerinden elde etmesi elzemdir. Vahyin yol göstericiliÄŸini yine örnekliÄŸin kendisine sunduÄŸu anlam üzerinden öÄŸrenmesi, biliÅŸsel süreçlerini bu zemine yaslandırarak anlamı ihtiva etmeye matuf arayışlara sahip olması, onu yol üzere bulunmayı garanti eden bir karaktere taşır. Vahyin istikamet gösterici ve yol açıcı ve gösterici vasfını derinden idrak etmek, insanı doÄŸru bir duruÅŸa ve doÄŸru bir yola taşıma konusunda önemli bir etkendir.

İnsanlığın son iki yüzyılını oluÅŸturan modern kültür ve düÅŸünce ile insanlığın geldiÄŸi nokta üzerinden yeniden düÅŸünmeye çalışmak ÅŸarttır. Hayatın kolaylık kazandığı bir zemine yaslanarak sunulan hayat tarzını doÄŸru görmek büyük bir yanıltmayı içinde taşımaktadır. Sekiz milyar insandan sadece binde bir bile olmayan bir kesimin cenneti yeryüzünde yaÅŸaması, ama bu cennet için bedel ödeyen diÄŸer insanların varlığı ise bir cehennemi inÅŸa etmekte olduÄŸu gerçeÄŸi ise hep insanları sürekli rahatsız etmeye devam etmektedir. Gazze örneÄŸi ise bu vahÅŸetin örnekliÄŸini göstermektedir. Yapay Zekâ üzerinden çocukları ve sivilleri öldürmeyi meÅŸru gören bir iktidar biçimi… Aynı zamanda benzer bir idrak üzerinden tanrının kendilerini seçmiÅŸ olduÄŸu görüÅŸü üzerinden diÄŸer insanlar üzerinde despotik bir zulmü mazur görmeleri ve bunu rahatlıkla dile getirmeleri… Dünyada hiçbir kimsenin ise bu duruma yönelik bir tepki geliÅŸtirmemesi de insanlığın geldiÄŸi noktayı göstermesi açısından kayda deÄŸer bir bilgi ve biliÅŸ örneÄŸidir. Müslümanların kahır ekseriyetinin de bu suça karşı ortak bir irade beyanında bulunmaması, müslüman iktidarların sessiz kalmaları, modern kültür ve düÅŸüncenin inÅŸa ettiÄŸi gücün ve iktidarın zalim, despotik ve kahredici boyutunu gözler önüne sermektedir.

İnsanlığın, insan eliyle yokluÄŸa tevdi ettiÄŸi zamanlarda yaÅŸamanın bedeli olarak cennette cehennemi yaÅŸamanın ne olduÄŸuna dair idraki öÄŸrenmeye devam etmektedir. İnsan sonrası için geliÅŸtirilmeye çalışılan düÅŸünceler, eylemler, yeni yaÅŸam tarzları da bu iÅŸin ciddiyetini göstermektedir. Vahyin devre dışı tutulduÄŸu yeni modern zamanlarda, özellikle de ispat edilemez esprisi üzerinden yokluÄŸa tevdi edilmiÅŸ, ilahi bilgi ve türevleri, insanlığın geldiÄŸi bu noktada insani biliÅŸ süreçlerinin ÅŸeytani vasfını bize göstermektedir. Åžeytan, modern kültür ve düÅŸünce içinde kendi iktidar alanını inÅŸa ederek bütün bir insanlığı yoldan çıkarmanın imkânlarını çoÄŸaltarak sürdürmeye devam etmektedir. Gönüllü ÅŸeytan yoldaşı olana kiÅŸilerin iktidar olma, kültür üretme, bilgi üzerinden hegemonya kurma ve sanat adı altında köleleÅŸtirmenin getirdiÄŸi ÅŸey; insanların tek bir seçenek ile karşı karşıya kalmalarını saÄŸlamaktadır. Bu durum iyiliÄŸi ortadan kaldırmakta ve kötülüÄŸü normalleÅŸtirerek makulleÅŸtirmektedir. Buna da gerçek bu dedirterek kendi iktidar ağını güçlendirmeye devam etmektedir.

Åžems Suresinde “Biz insana fücuru ve takvayı ilham ettik” diyen Rabbimiz, Bakara suresinin giriÅŸinde de “İşte bu kitap hiç ÅŸüphesiz Takva sahiplerine hidayet/yol göstericidir.” Bu iki takva kavramı yukarıda ifade ettiÄŸimiz insanın ikili boyutu içinde iyilik tarafını gösteren bir göstergedir. Böylece mümin takva sahibi oldukça gönderilmiÅŸ bilgi ona yol gösterici vasfını izhar ederek onu ÅŸeytanın her türlü ÅŸerrinden azade kılar. İşte modern dünya bu temel gerçekliÄŸi yok sayarak, gözden ırak tutarak insanları yoldan çıkarmaya azmetmiÅŸ azınlık bir ÅŸeytan gücü olarak iÅŸlevsellik kazanmaktadır. Kapitalist ruh ve iÅŸgal ettiÄŸi beden üzerinden kendi tahakkümünü kurmaya devam etmektedir. O yüzden insanların tek bir ihtimali kalmıştır. Yeniden kadim kültüre, vahye ve nübüvvet örnekliÄŸine dönüÅŸtür bu ihtimal…

Kuran’ın, müminleri ‘yeniden iman etmeye’ çağırmasını bu düzlemde yeniden düÅŸünmeye baÅŸlamak zorunluluÄŸunu duymalıyız…

Abdulaziz Tantik

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.