Sosyal Medya

Makale

İstikamet Varlığın Temelidir

 “O Allah ki hayatı ve evreni yoktan var etti ve tüm varlıkları yaratılış amacına uygun bir ÅŸekilde düzenledi. Her ÅŸeyi mükemmel bir ölçü ve dengeyle ayarladı ve her varlığı belli özellik ve fonksiyonlarla donatarak insana, varoluÅŸ gayesine giden yolu gösterdi.” ( Kısa Açıklamalı Kuran_ı Kerim Meali… Ala suresi; ayet 2-3)

Yaratılışın mükemmel bir denge ve yönelim üzere bulunduÄŸu açık bir ÅŸekilde vurgulanmaktadır. Denge, varlığın üzerine yükseleceÄŸi en önemli zemini iÅŸaret eder. Bu denge korunduÄŸu sürece varlık kendi otantik varlığının gereÄŸini yerine getirmeye devam ediyor demektir. Denge bozulduÄŸunda ise fesat devreye girmektedir. Fesadın, varlıkta dengenin bozulması ve varlığın fıtratından uzaklaÅŸması anlamına geldiÄŸini belirtelim. Ä°stikamet ise bu dengenin hem varlığını, hem de sürekliliÄŸini kazanma açısından varlığın üzerinde bulunduÄŸu ahvali bir denge üzere var kılmaya matuf bir baÄŸ olarak betimlenmelidir.

Yönelim, varlığın akışını gösterir. Varlık nereye doÄŸru akmaktadır. Varlık kendi hali ile sadece Yaratıcısını tesbih eder. Yani O’na doÄŸru akmaktadır. Ä°nsan, bu akışa gönüllü katılarak sorumluluÄŸunu üstlenmiÅŸ, teklifi kabullenmiÅŸ oluyor. Bu yüzden insan, kendi mecrasında akmak için istikametini saÄŸlamlaÅŸtırma zorunluluÄŸu duymalıdır. Ä°lahi hitap hep bir kalın vurgu ile istikamete davet eder. ‘Yöneliminiz nereye’ diyerek uyarır.

Meseleyi derinleÅŸtirelim; varlık, var olma halini ve kendi doÄŸasına uygun bir zemini kendisine tevdi edilen istikamet ile bulmakta ve akmaya devam etmektedir ki kendisine verilen ‘süre’ kaderince… Varlık, istikamet ile diÄŸer varlıklarla iliÅŸkisinin niteliÄŸini belirler ve böylece bir uyum içinde varlığını idame eder. Yani istikamet aynı zamanda belirli bir uyumu içinde taşıyan bir özellik olarak öne çıkar. Varlık, istikametini kendisi bozmaz, dışarıdan bir el dokunmadıkça… Bu elin insan eli olduÄŸunda ÅŸüphe yoktur. Yoksa Ä°lahi Ä°rade istikameti bozmaz, ona yeni bir istikamet tayin eder. Ama insan fesadın bizzat kaynağı durumundadır. O da istikametini bozduÄŸunda bozgunculuÄŸu devreye giriyor. Bu yüzden varlığın selameti için insanın da bir istikamet üzere oluÅŸu anlamlı ve deÄŸerli bir ÅŸey olarak tanımlanmalıdır.

Ä°nsan iradesinin devreye girdiÄŸi zeminde kaos ve çatışma kaçınılmaz olmaktadır. Bu irade belirli bir istikamet üzere iÅŸ görür. DoÄŸru veya yanlış iÅŸlerin ortaya çıkışında yönelim birinci derecede amildir. Bu amillik aynı zamanda istikametin bir niyet taşıdığı gerçeÄŸine bizi götürüyor. Niyet, istikametin nereye olduÄŸunu gösteren en önemli göstergelerdendir. Bu yüzden niyet, amelden üstün tutulmuÅŸtur. Belirleyicilik niyete verilmiÅŸtir. Ä°stikamet ise niyet ile tamamlanır. Daha açıkçası niyet istikametin yönünü belirgin kılar. Bu niyet, aynı zamanda iliÅŸkinin mahiyetini de açığa çıkarmaktadır. Niyet olmadan, varlığın veya insanın tavırlarının bir başıbozukluk olarak betimlenmesi mümkün hale gelir. Serseri kurÅŸun, belirli bir niyet ile atılmaması ile ilgilidir. Hayat bu serseri kurÅŸun misali olduÄŸunda niyetin yokluÄŸuna tevdi edilir. Anlamsızlık niyetsizlikle birebir iliÅŸkilidir.

Bu noktada, istikametin varlığın temelini oluÅŸturduÄŸu, istikametin temelini de niyetin belirlediÄŸini, niyetin ise samimiyet ile istikametin kurtuluÅŸa yöneltmesi baÄŸlamında önem arz ettiÄŸini söylemekte yarar var. Ancak istikamet, varlığın, varlık deryasında kendi yolunu bulması ve kendisine yöneltilmiÅŸ tehditlerle ve tehlikelerle karşı karşıya kaldığında yolunu bulması için zorunluluk taşıdığı da ifade edilmelidir. Ä°stikamet, karmaÅŸa ve kargaÅŸa zemininde kendi yolunun izini belirginleÅŸtirerek kendi yolunu çizen ve yolunu takip etmeyi kolaylaÅŸtıran bir temeldir. Hedef ile varlık arasında kurulacak bağın adı istikamettir. Her türlü karmaÅŸa ortamında bu baÄŸ kiÅŸiyi sahili selamete çıkarır. Denge, istikametin bir istikamet olarak varlığını sürdürmesi açısından elzem iken, niyet bu dengenin temelini kurar, istikamet açısından…

Ä°stikametin niyet, niyetin samimiyet ve samimiyetin ise sadakat ile beslendiÄŸi ve desteklendiÄŸi zaman iÅŸlevsellik kazandığını açıkça söylemekte yarar var. Samimiyet istikametin niyet zemininde süreklilik kazanmasına imkân tanır. Sadakat ise samimiyetin varlığının garantisi olarak iÅŸ görür. -Bu kavramların salt istikamet kavramının içeriklendirilmesi baÄŸlamında kullanıldığını ifade edelim.- Bu kavramlar, istikameti saÄŸlam tutmakta yararlıdırlar. Ancak istikamete yönelik saldırılar giderek güçlenecektir. Bu saldırılara karşı önlem alma ve etkilenmemeyi saÄŸlama açısından yardımcı kavramlara ihtiyaç vardır. Ä°stikameti; niyet, samimiyet ve sadakat ile besledik. Bu istikametin kendi varlığı içinde mündemiç olması bakımından asıldır. Ancak istikamet bir irade ile ortaya çıkar. Yani fıtri olarak var olan istikamet irade ile varlığını açık kılar ve ÅŸahsiyetin bir parçası olur.

Ä°stikamet kendi yönünde ilerlerken doÄŸal bir zeminde sorun oluÅŸturmaz. Ancak bu dünyada insan söz konusu olduÄŸunda ‘imtihan’ olgusu devreye girer. Ve insanın doÄŸal istikametine yönelik saldırılar baÅŸlar. Ä°ÅŸte bu saldırılara karşı tavır almak için irade vazgeçilmez bir yere sahiptir. Ä°rade, varlığın biçim almasında ve insanın istikametinin netlik kazanmasında olduÄŸu gibi kendi karakteristik yapısını kurarken de dayanağıdır. Ä°rade, varlıkta bir yürüyüÅŸ gerçekleÅŸtirme zeminidir. Ä°stikametin duraksamadan yol alabilmesi için irade vazgeçilmezidir. Ä°rade ise bir bilgi ve bu bilgiye dayalı bir inanç/iman ile desteklenmelidir. EÄŸer bir bilgi olmazsa irade kör dövüÅŸü içinde debelenip durur. Bu yüzden bilgi istikametin selameti ve iradenin kendi yetisini doÄŸallığı içinde gerçekleÅŸtirmesi açısından elzemdir. Ancak, bilgi kendi başına yeterli deÄŸil, onu da iman ile beslemek kaçınılmaz. Yani o bilgiye inanç olmazsa eyleme dönüÅŸme istidadı kazanamaz. Bilgi, iman ise amel/eylem tarafından desteklenmelidir. Ä°rade eyleme geçmediÄŸi sürece donuk kalır. Donuk kalan bir iradenin akış içinde yeri yurdu dağılıp durur. Bu yüzden bilgi, iman ve eylem asıl iken bu asli oluÅŸu saÄŸlayacak olan ise ÅŸuurdur. Åžuuru olmayan her kavram yolunu kaybeder. Bu yüzden ÅŸuur, bilginin imana ve imanın eyleme dönüÅŸmesinde temel aktör olarak yerini alır. Zaten istikamet belirli bir ÅŸuur üzerinden kurulabilecek bir ÅŸeydir. Bu noktada ÅŸuur niyetin içeriÄŸini belirler.

Åžuur, belirli bir bilgi ve bu bilginin imana dönüÅŸtüÄŸü zeminde açığa çıkar. Åžuur, varlığın anlamını ve istikametini doÄŸru tayin eden ve ona anlam yükleyerek kendi istikametini de belirginleÅŸtirerek her tavrının bir anlama binaen gerçekleÅŸtirildiÄŸi bir vasatı inÅŸa eder. Niyet, ÅŸuur üzerinden istikameti saÄŸlam bir rotaya raptederek yol almasını saÄŸlar. Åžuur, anlamı içerir, anlam ÅŸuurun kurulmasına zemin oluÅŸturur. Ä°rade bu anlamın hayat bulmasına aracılık eder. Ä°stikamet anlamın yolculuÄŸunu saÄŸlam bir ÅŸekilde yapması için taşıyıcılık rolü üstlenir.

Kullandığımız her kavram insanın yolculuÄŸunda kendisini besleyen ve onu güçlendiren bir özellik taşır. Güç, bu noktada açığa çıkar ve istikametin besleyicisi ve koruyucusu rolünü üstlenir.

Güç, sanıldığı gibi kiÅŸinin madde boyutunu içerir. Elindeki bıçağı ekmek içinde insanın yaralanması içinde kullanabilirsin. Ama bu kullanımı saÄŸlayacak olan ÅŸey ÅŸuurun ve tavra yüklediÄŸin anlam ile deÄŸer kazanır. Yani kiÅŸinin sahip olduÄŸu silah veya mal, mülk, para, makam vesaire deÄŸildir. Elbette ki onlarda gücü besleyen araçsal aletlerdir. Ancak gücü, güç kılan ÅŸey; ÅŸuur ile beslenen iradenin belirli bir istikamet ile yolda oluÅŸunu ve yolculuÄŸunu sürdürürken karşılaÅŸacağı her hangi bir ÅŸey ile mücadele ederken ortaya koyacağı anlama dayalı tepkiyi besleyen sürecin kendisidir. Yani tek başına ne bilgi, ne iman, ne ÅŸuur, ne irade vesaire ama her biri birbiri ile birlikte, bir arada, birbirini beslerken oluÅŸan ÅŸey güç olarak betimlenir ve bu gücün karşısında duracak bir ÅŸey olamaz… Çünkü burada ilahi iradeye rıza gösteren bir durum açığa çıkacaktır. Aynı istikamet negatif özellik taşımaz mı? Taşır elbette. Ancak artık onu olumlu kullanmaya gerek olmadığı için baÅŸka bir kavram ile betimlenir. FahÅŸa ile Salih amel arasındaki fark, istikametin farklılığıdır. Ä°lahi iradeye ram olmuÅŸ bir istikamet Salih bir amele kaynaklık eder. Åžeytan ve nefsin tutkularına ram olmuÅŸ bir istikamet ise sadece fesada kaynaklık eder. Bu yüzden her ikisi de bir yönelim taşısa da aynı ÅŸey deÄŸiller.

Varlıkta bir olgu olarak yönelim kaçınılmazdır. Varlığın yol alması ancak istikamet ve denge üzere gerçekleÅŸir. Bir olgu olarak denge ve istikamet varlığın temelini kuruyor. Ancak niyet ve ÅŸuur ile beslenen ve irade ile taçlanarak sadakatle doyurulan ve salt kendi fıtratı ile hemhal olan yönelim, kiÅŸiyi ilahi rıza ile buluÅŸturarak onu güç sahibi kılar. Bu olgunun kendi başına anlamlı olduÄŸunu söylemek doÄŸru olur. Ancak bu anlam insan açısından ele alındığında yeterliliÄŸini kendi yaratılışının kodlarına matuf olarak kullanıma dâhil ettiÄŸinde açığa çıkar.

Sonuç itibarıyla Yaratıcı, kulunu bir istikamet ve bu istikameti bir denge üzere yaratmıştır. Ä°nsan, bu dengeyi muhafaza ederek,  istikametini saÄŸlam tutarak ÅŸuurlu bir irade üzerinden eylemlerine yön verdiÄŸinde kurtuluÅŸunu gerçekleÅŸtirecek salihata/eylemler bütününe sahip olacaktır.

Ä°ÅŸte, deÄŸer istikamet tarafından ortaya konulur. Bu istikameti dengede koruyarak ÅŸuurla beslediÄŸinde, insan rıza üzere ve takva üzere bir yaÅŸamı içselleÅŸtirerek derinleÅŸtirir ve hem razı olan hem de razı olunanlardan olur. Bütün mesele de bu; insanın istikametini hitama erdirmesi ve kendisine bahÅŸedilecek nimetlerle buluÅŸmasını saÄŸlayacak bir ÅŸuurun sahibi olmasıdır.

Artık açığa çıkmıştır ki, her kavram bir diÄŸeri ile iliÅŸkili ve ilintilidir. Anlam dünyalarını da birbirinden beslenerek elde ederler. Bu yüzden bir kavramı öne çıkardığımızda diÄŸer bütün kavramlar altında hizalanarak onun anlam katmanlarını derinleÅŸtirerek açığa çıkarırlar. Ä°stikamet bu kavramların anlam açısından başını çekmektedir. Bütün diÄŸer kavramlar bu çerçeve içinde yeni bir anlam yolculuÄŸuna çıkarlar…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.