Makale
Her gecenin bir sabahı var
Irkçılık, kendisinden baÅŸkasına hayat hakkı tanımamaktır. Kendisi gibi olmayanı yok etmeye çalışmak. Ona gereken saygıyı göstermemek.
Avrupa tarihine baktığımız vakit, konuyla ilgili yüzlerce örnek bulmakta zorlanmayız. Tarihleri, her türlü kıyımla, yıkımla, terörle doludur. Üstelik bunları saklama, üstünü örtme ihtiyacı da hissetmezler. Anahtar kelimeler: Suçlu, güçlü ve arsız.
Batı dünyası, birçok alanda olduÄŸu gibi, terör konusunda da bizden ilerdedir.
Bugün, kafa kesme görüntülerini kayda alan bir örgütün varlığını konuÅŸuyoruz. Elbette bu acımasızlığı kabul edemeyiz. Öte yandan, biliyoruz ki, Fransızların Cezayir iÅŸgali sırasında, sayısız Müslüman’ın başı kesilmiÅŸ, o cinayetlerin önünde pozlar verilmiÅŸtir. Utanmamışlar, bu görüntüleri kartpostal olarak basmışlardır. O kartpostallar, postadan geçip ülke ülke, sokak sokak, ev ev dolaÅŸmıştır. Elden ele gezmiÅŸtir. Bir de soru soralım: ‘Kelle avcılığı’ deyimi hangi kültüre, medeniyete aittir?
Hiçbir mübarek gün ve gece ayrımına gidilmeksizin, bugün, camilere bile bombalı saldırılar düzenleniyor. Bizim adımıza, sadece acı deÄŸil, utanç verici bir durum. ÇoÄŸu zaman, kimlerin yaptığı belli olmasa da.
Öte yandan, bunlar yeni olmuyor. 1911 yılında yaÅŸanan bir olay. Kayıtlara İştib Vukûâtı olarak geçer. Günlerden cuma. Kurban Bayramı’nın üçüncü günü. Bir Bulgar, İştib kazasının merkezinde bulunan Çarşı Camii’ne bomba koyar. Bombanın patlaması sonucu, aralarında çocukların da olduÄŸu birçok Müslüman ölür ve yaralanır. Sonrasında, beklendiÄŸi gibi, karışıklık çıkar.
Hep aynı son: “Dönemin yabancı basını hadiseyi çok farklı bir surette tasvir eder.” Osmanlı askerinin Hıristiyan kadın ve çocuklara saldırdığı yazılır. (İştib Vukûâtı’yla ilgili İhsan Burak Birecikli’nin sempozyum bildirisine bakılabilir.)
Bugün, Müslümanların diÄŸer dinlerin mensuplarına ‘düÅŸmanlıkla’ baktığı iddia ediliyor. Aklıma hemen Selanik geliyor. Bu ÅŸehrimiz, üç dinin mensuplarının barış içinde yaÅŸadığı bir beldeydi. Bursa gibi, İstanbul gibi, minare ormanıyla kaplıydı. Eski Selanik fotoÄŸraflarına bakanlar, hep aynı manzarayı görürler: GöÄŸe doÄŸru uzayan sayısız beyaz minare.
Yunanlılar ÅŸehri aldıklarında, ilk icraatlarından biri, minarelerin yıkımı için ihale açmak olmuÅŸtur. “Kentte daha önceki tüm Müslüman varlığının izlerini silmek istercesine, yerel yönetim neredeyse derhal, o zamana deÄŸin Selanik’in siluetini belirlemiÅŸ olan minarelerini yıkma kararı aldı ve bu iÅŸi ÅŸirketleri ihaleye davet etti.” (Mark Mazower, Selanik: Hayaletler Åžehri, sayfa 357) Bu yıkımı, bazı gazeteler, ‘barbar bir dinin simgeleri bir biri ardına yok oluyor’ diye yazarlar.
Yakın zamandan örnek verecek olursak, Bosna Savaşı’nda Sırpların öncelikli hedeflerinden biri daima camiler olmuÅŸtur.
DediÄŸimizi yine diyelim: Hıristiyan Avrupa, birçok alanda olduÄŸu gibi, terör ve kıyım konusunda da İslâm dünyasından ilerdedir. YaÅŸanılan bütün çirkinliklerin baÅŸlatıcısı onlardır. Kötü örnektirler.
Åžunu da söyleyelim: Bu, suçumuzu ve ihmalimizi hafifletmez. Bize emsal oluÅŸturmaz, mazeret teÅŸkil etmez. Örnekleri vermemizdeki amaç, acımasızlığın ve terörün kaynağını göstermektir.
***
Batılılar, son iki yüz yılda birçok büyük devlet çıkarmıştır. Oyunu yeniden ve kendilerine göre kurmuÅŸlardır. Kurallar onlar tarafından konulmuÅŸtur. Kavramlar da öyle. Mesela Filistin lideri Mahmut Abbas’ı, terör devletinin başıyla beraber, Hamas’a karşı yürütüyorlar. Evet, yeni dünya düzeni.
Fransa’da Müslümanlara bir yıl içinde onlarca saldırı yapılmış. Bunlar hep adli vaka kapsamında deÄŸerlendiriliyor. Adına ‘terör’ dedikleri ÅŸey, Müslüman’a yapılan deÄŸil, Müslüman’ın yaptığı. Avrupa’da bir camiye el bombası atıldığı zaman, ‘o bombanın o kiÅŸinin elinde ne iÅŸi var, onu nereden buldu’ sorusu pek sorulmuyor. Buna karşılık, aynı silahın bir Müslüman’ın eline geçme ihtimali / ÅŸüphesi bile ortalığı karıştırmaya yetiyor.
Sadece teröre deÄŸil, ifade özgürlüÄŸüne bakışları da böyle. Tamamen ikiyüzlü, çift dilli.
Deniliyor ki, batı dünyası, İslâm’a savaÅŸ açtı. Bunu yeni bir durum olarak söylüyorlar. Oysa bu savaÅŸ, haçlı seferleriyle beraber açılmıştı. Fırsat ve güç buldukça devam ettiler. Åžimdi, öyle görülüyor ki, en kuvvetli zamanları. İslâm dünyasının hali ise ortada. Atalarımızın dediÄŸi gibi: Yıkılan aÄŸaca balta vuran çok olur.
Daha kötü ne olabilir? Türkiye’nin çökmesi. İradesini, irfanını, ilhamını ve direniÅŸ ilmini kaybetmesi. Ülkemiz, Müslümanlar arasında hızla yayılan “ne yar var, ne yaver” ümitsizliÄŸini yok edecek tek adrestir. Evvela bunun farkında olalım. Åžunun da: Sosyal medyaya bakarsanız, ülkemizde iç savaÅŸ yaÅŸanıyor. SokaÄŸa çıkarsanız, kardeÅŸlik.
Konuyla ilgili pankart asmak, protesto yürüyüÅŸü yapmak, demeç vermek. Hepsine tamam. Hiçbirine itirazım yok. Fakat bütün bu fenalıklarla mücadele etmenin tek yolu ve bir çaresi var: Müslümanların, acilen ve ihtiyaçtan, bir büyük devlet çıkarmaları gerekiyor.
Türklerin kurduÄŸu devletleri temsil eden tören askerleri, sadece ilgisizleri deÄŸil, İngilizleri bile rahatsız etmiÅŸ. Adı üstünde, temsilen. Niçin rahatsız oluyorlar, bu ne demek; hep birlikte düÅŸünelim.
Devam edelim.
Peygamber Efendimize kem sözler söylemenin, çirkinlik yapmanın ‘ifade özgürlüÄŸü’ sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz. İnsan ve İhsan FazlıoÄŸlu, “sabır, katlanmak deÄŸil, güç biriktirmektir” diye yazmıştı. Bunu hatırlattıktan sonra içimize dönelim.
Peygamber Efendimiz, bir hadis-i ÅŸerifinde ÅŸöyle buyuruyor: “Bizim büyüklerimize saygı göstermeyen ve küçüklerimize merhamet etmeyen bizden deÄŸildir.” (Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, sayfa 456) Büyüklerin izzetini korumak. Hz. Muhammed (s.a.v.) bizim en büyüÄŸümüzdür. Onun izzetini koruyacağız, korumalıyız.
Peki, ‘ifade / basın özgürlüÄŸünü’ savunmak adına yanlı insanlarla ve yanlış adreslerle iÅŸ tutanlar ne olacak? Bir mübarek söz daha: “Bize hıyanet eden bizden deÄŸildir.” (Sayfa 464) Ayrıca, Nisâ sûresi, yüz yedinci ayet: “Kendilerine hıyanet edenleri savunma; çünkü Allah hainliÄŸi meslek edinmiÅŸ günahkârları sevmez.” Yüz beÅŸinci ayetten: “Hainlerden taraf olma!” (Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.)
Son sözümüz: Elbet bu gecenin bir sabahı olacak. Her gecenin olduÄŸu gibi.
YENİŞAFAK
Henüz yorum yapılmamış.