Sosyal Medya

Makale

evlilik, var olanı paylaşmaktan çok, olmayanı birlikte var etmektir

gönlün istediÄŸi, yöneldiÄŸi neyse
dile düÅŸeni de o oluyor. bilirsiniz, yaÅŸar dururuz iÅŸte…

dua etmek diyordum dost…
elbet herkesin duası başka.
esasında dualarımız bizim neyi dert ettiğimizin dışarıya sızmasıdır.
ama bazı dualar vardır ki,
insanın içini kavuran çaresiz kaldığımız zamanların yangınından deÄŸil de,
adamın içine can katan bir umuttan doÄŸar.
iÅŸte “Allah’ım kalbimiz dengini bulsun” duası da böyledir…

bu dengini bulmak duası var ya öyle bir ÅŸeydir ki;
sıradan kalabalıkların kuru birlikteliği gibi değil,
anlamlı bir beraberliğin arzusudur.
çünkü insan bir ten ararken bile aslında bir yoldaÅŸ arar, bir sırdaÅŸ, bir secde arkadaşı...

evlilikten bahsediyorum dost
evlilik, yalnızca bir hayatı paylaşmak değildir;
bir hayatı birlikte inşa etmeye niyet etmektir.

ne kadar süslü düÄŸünler yapılırsa yapılsın,
hakikat süslerde deÄŸil, sadelikte saklıdır.
zira iki insanın birbirine nasip olması, bir törenle deÄŸil, bir tevekkülle baÅŸlar.

"nasip" dediÄŸin ÅŸey, ne rastlantıdır ne de yalnızca arzu…
nasip, kulun arzusu ile
rabb’in takdirinin kesiÅŸtiÄŸi yerdir.

o yüzden,
“Allah’ım nasibimizi güzellikle gönder” derken,
sadece bir insan deÄŸil;
bir kader, bir yol, bir sabır diliyoruz aslında.

evlilik dediÄŸin ÅŸey, dört duvar arasında birlikte olmak azmi deÄŸil
iki kişinin aynı sofraya oturması değil,
aynı sofraya ne getirdiklerine bakmasıdır.

kimisi sofraya neÅŸe getirir, kimisi huzur…
kimisi de içindeki çoraklığı. ah!
yorar be dost, yorar iÅŸte.
en yakınları dahil topluma bir dert katar.

önemli olan, sofrada eksik olanı birlikte tamamlayabilmektir.
çünkü evlilik, var olanı paylaÅŸmaktan çok, olmayanı birlikte var etmektir.

her ÅŸey yolunda giderken herkes sevebilir,
ama fırtına çıktığında sığınak olabiliyorsa biri ötekine,
olabiliyorsa eÄŸer birbirine libas,
“onlar size elbisedir, siz de onlara elbisesiniz...”
(Bakara, 187)

iÅŸte orada sevgi deÄŸil, merhamet baÅŸlar.
merhametin başladığı yerde de yuva yeşerir.

“rabbiniz sizin için kendilerinde huzur bulasınız diye kendi cinsinizden eÅŸler yaratıp, 
aranıza sevgi ve merhamet koydu…”
(Rum, 21)

“kalbimizin dengini bulması” duası da bundandır dostum.
zira denklik, sadece yaÅŸta, mevkide ya da kültürde aranmaz;
esas denklik kalbin kıblesindedir.

biri doÄŸuya, biri batıya yürüyorsa,
ne kadar çok severlerse sevsinler, canım, aÅŸkım falan iÅŸte bilirsiniz…
bir yerde yollar ayrılır.

ama iki kiÅŸi aynı kıbleye yönelmiÅŸse,
aralarındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun,
sonunda aynı secdede buluşurlar.
iÅŸte o secde, evliliÄŸin gerçek istikametidir 

“ÅŸüphesiz ki bu, (kalbini) Allah’a yöneltenlerin öÄŸüt alacağı bir sözdür.”
(Kaf, 8)

bu yüzden,
“Allah’ım kalbimiz dengini, sevgimiz lâyığını bulsun” duası
sadece bir niyaz deÄŸil;
bir teslimiyetin, bir hazırlığın ve bir bekleyişin adıdır.

nasibimiz bizden uzak olsa da,
o bize hazırsa, biz de ona hazır olmalıyız.
çünkü bazen insanın duası, ancak kendisi deÄŸiÅŸtiÄŸinde kabul olur.

orada mısın dost, deÄŸiÅŸeceksin, dönüÅŸeceksin ki…
diyordum,
ökkeÅŸ söze girdi ve:

dua yalnızca istemek değil; olmaya niyet etmektir.
ve eğer sen nasibine layıksan,
nasibin de sana layık olur.

gerisi sadece sabır, sadece zaman, sadece rahmettir.

dedi ve sustu…

sustu ökkeÅŸ ama dost
suskunluÄŸu içimizden geçti…

paylaÅŸmaya deÄŸer gördüÄŸünüz yazılarımın dilediÄŸi kısmı dahil dostlarınıza ikrama açıktır.
bir gönle daha temas etmek iyidir. valla!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.