Sosyal Medya

Kürsü

M.Ali Akbulut: Düşman ve Düşmanlaştırma: Düşmanlaştırıcı “Söz”ler (3)



İnsan ilişkilerinde söz, son derece önemli bir yere sahiptir. Söz; bir düşüncenin veya fikrin dil vasıtasıyla ifade edilmesi, karşıdaki kişiye sesle aktarılmasıdır. Bazı zamanlarda anlamsız bir cümleler yığını olur, ismine lakırdı denir. Bazı sözler kişiye değer kazandırır ve kelam mertebesine yükselir. Bazıları ciddiyetle laf’a dönüşür. Bazıları ilişkilerin kesilmesine neden olacak dedikoduya evrilir. Bazılarında ise düşmanlığa yol açan söylenti şekline bürünür ve toplumsal çatışmaya, hatta savaşa varabilir. Buna karşılık, bazı sözler verilen ahde sadık kalınmasını sağlar ve barışa hizmet eder.

Düşüncenin kelimelere bürünmesiyle ortaya çıkan söz, aynı zamanda eylemlerimize yön veren bir niyet niteliği taşır. Bu bağlamda üzerinde durulması gereken asıl husus, sözün düşmanlaştırıcı olan yönüdür. Sözün eyleme geçmesiyle birlikte, o eylemin niteliği ve değeri de ortaya çıkar. Sözün, bu niyeti besleyen yandaşları vardır. Alaycı, küçümseyici, tehditkâr, korkutucu, çirkin ve malayani sözler; daha çok ötekileştirici, itibarsızlaştırıcı ve düşmanlaştırıcı sözlerin yandaşları sınıfında yer alırlar. Toplumda hoş görülmeyen bu tür ifadelerin, insan psikolojisinde de olumsuz etkiler bıraktığı bir gerçektir. Zira bu sözler, doğaları gereği ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı bir özellik taşır.

Düşmanlaştırıcı sözlerin, düşmanlaştırıcı davranışlara evrilmesi, kişinin eğitimi, terbiyesi ve karakterini ortaya koyan bir sonuca götürür. Kişinin her daim kendisiyle ve sözler içinde bir çıkmaza girdiği günümüz dünyasında, bu durum ağır bir imtihan olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle de sosyal medya üzerinden kurulan iletişim ağlarında, bu tür sözlerin daha fazla anlam kazandığı ve yayılım alanı bulduğu unutulmamalıdır.

Adeta ruhun, fıkhın, kuralın, saygının, hakkın, hukukun, ahlakın ve erdemin olmadığı bir ortamda, yokluklar içinde “söz”ler çoktur. Ne var ki, bu çokluk içindeki sözler, genellikle düşmanlaştırıcı bir rota izlemektedir. Kaynağı belli olmayan, herhangi bir filtreden geçmeyen, herhangi bir kurala tabi tutulmayan söz; ravisi (nakledeni) siz, muhatabı da karşınızdaki kişi olunca, ona yüklenen anlam kaçınılmaz sonucu belirler. Buna, söz ile özün anlam yarışı da diyebiliriz. Söz ya düşmanlaştıran bir rotada ya da dosta kucak açan bir güzergâhta ilerler.

Sözle saygı gösterilmesi de mümkündür, saygısızlık yapılması da. Bir başka ifadeyle, sözle “var saymak” ile sözle “yok saymak” arasındaki ince çizgidir söz konusu olan. Muhatabı yok sayan, aşağılayan veya inciten ifadeler, söyleyen açısından büyük bir dikkatle ele alınmalıdır.

Unutulmaması gereken temel bir nokta, insan ile İblis arasındaki düşmanlığın kibir ve kıyasla başlayıp yeryüzüne indiğidir. Şeytana dönüşen İblis, ete kemiğe bürünerek insan suretine girer ve insanın ağzından çıkan sözlerle vesveseye dönüşür. Artık ete kemiğe bürünmüş bu şeytanın sözleriyle, insan insana düşman olmaya ve birbirini yok etmeye başlar.

Konuya farklı bir perspektiften bakacak olursak; malumatların (ham/doğrulanmamış bilgiler) ve fısıltıların düşmanlaştırmaya vesile olduğu, buna karşın sağlam bilgilerin ise daha reel, gerçekçi ve bilinçli bir şekilde dostluğa köprü olduğu görülür. Özetle; malumatlar zanna, vesveseye ve ön yargıya sevk ederken, sağlam bilgi nedenselliği ve anlamayı ortaya çıkarır. Nedensellik öğrenmeye, nasıllık ise daha çok düşmanlığa yol açabilir; zira nasıllık çoğu zaman ham malumatlarla doludur.

Bu noktada, insanın uyarıcı sözlere dikkat etmesi elzemdir. Hak sözün sahibi olan Yüce Allah, birçok ayette bu konuya dikkat çeker. Konuya önemli bir bakış açısı getiren Hucurât Suresi’nde ise; adaletin emredilmesi, kardeşler arasındaki ihtilafların çözülmesi (düşmanlığın giderilmesi), başkalarıyla alay edilmemesi, kötü lakaplar takılmaması, zanda bulunulmaması, kusur araştırılmaması, dedikodu yapılmaması ve insanların Müslüman olmalarından dolayı rahatsız edilmemesi öğütlenir. Kitab’ın Sahibi, tüm bu uyarılarla düşmanlaştırıcı eylemlerin önüne geçmekte ve bize gereken ikazı yapmaktadır. Sözlerin en hikmetlisi ve en doğrusu şüphesiz O’na aittir.

İmtihan dünyasında, amel defterimize razı olacağımız, kardeşleştirici ve yapıcı davranışların eklenmesi en büyük temennimizdir.

 

M. Ali Akbulut

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.