Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

AGİT Minsk Grubu nasıl kurulmuştu ve ne işe yaradı?

​Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunlara barışçı çözüm bulunması amacıyla oluşturulan AGİT Minsk Grubu ve eşbaşkanları asıl görevi sorunu çözmek değil, çözümsüzlüğün ömrünü uzatmakmış gibi çalışıyor.



27 Eylül sabahı Ermenistan’ın provokasyonu sonrasında Azerbaycan ile Ermenistan arasında yeniden baÅŸlayan savaÅŸ hemen akıllara KarabaÄŸ sorununun çözümü için yürütülen arabuluculuk çalışmalarını, özellikle de Avrupa Güvenlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı (AGÄ°T) Minsk Grubunu ve eÅŸbaÅŸkanlarını getirdi. Azerbaycan ve Türkiye özellikle son yıllarda eÅŸbaÅŸkanlara yönelik eleÅŸtirilerini artırarak sürdürüyordu. 14 Ekim itibarıyla eÅŸbaÅŸkanları eleÅŸtirenler arasına Ermenistan da (biraz daha kontrollü olsa da) katıldı. Peki Minsk Grubu ve eÅŸbaÅŸkanlık nasıl oluÅŸtu, sorunun çözümü açısından ne iÅŸe yaradı?

Aslında Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik toprak iddiaları sonrasında baÅŸlattığı iÅŸgalci saldırıların sona erdirilmesine iliÅŸkin ilk arabuluculuk çalışmaları 1991 sonbaharında baÅŸlamış ve kısa sürede baÅŸarısızlıkla sonuçlanmıştı. Eylül 1991’de dönemin Rusya Devlet BaÅŸkanı Boris Yeltsin ve Kazakistan Devlet BaÅŸkanı Nursultan Nazarbayev’in bölgeyi ziyareti sonrasında, 23 Eylül 1991’de Rusya’nın güneyindeki Jeleznovodsk kentinde barış görüÅŸmeleri baÅŸlamış, 24 Eylül 1991’de Azerbaycan ve Ermenistan, Yeltsin ve Nazarbayev’in garantörlüÄŸünde anlaÅŸmaya varmıştı. Jeleznovodsk AnlaÅŸması KarabaÄŸ sorunundaki ilk ateÅŸkes anlaÅŸmasıydı. Fakat buna dayanılarak ek adımların da atılması gerekiyordu. Ermenistan bu adımları atmayınca Azerbaycan tarafı, ateÅŸkese uyulmadığını göstermek üzere bölgeye Rusya ve Kazakistan’dan gözlemciler davet etti. 20 Kasım 1991’de Azerbaycan hükümetinin üyelerini (Devlet Sekreteri Tofig Ä°smayılov, BaÅŸbakan Yardımcısı Zülfü Hacıyev, Ä°çiÅŸleri Bakanı Mehemmed Esedov, BaÅŸsavcı Ä°smet Qayıbov), adalet ve güvenlik yetkililerini, iki Rus generali, Kazak ve Rus gözlemcileri (Kazakistan Ä°çiÅŸleri Bakan Yardımcısı Sanlal Dasumoviç Serikov ve diÄŸerlerini), ayrıca ünlü gazetecileri taşıyan helikopter Ermenilerin kontrolündeki bölgeden açılan ateÅŸ ile düÅŸürüldü. Helikopterde bulunan herkes hayatını kaybetti, böylece ilk ateÅŸkes baÅŸarısızlıkla ve Azerbaycan’ın ciddi kayba uÄŸramasıyla sonuçlandı.

Minsk süreci ve Ermenistan'ın provokasyonları

1992 başında her iki ülkenin (1994 yılındaki BudapeÅŸte Zirvesi’nde alınan kararla ismi AGÄ°T olarak deÄŸiÅŸtirilen) Avrupa Güvenlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi’ne (AGÄ°K) üye olmasının ardından, 24 Mart 1992’de Helsinki’de toplanan AGÄ°K DışiÅŸleri Bakanları Konseyi, KarabaÄŸ’daki durumu deÄŸerlendirdi. Sonuç bildirisinin 3.-11. maddelerinde sorunun çözümü için Belarus’un baÅŸkenti Minsk’te KarabaÄŸ sorununun çözümünü saÄŸlamak üzere bir konferans düzenlenmesi hususu ifade edildi. Bildirinin 9. maddesinde konferansın katılımcıları olarak Azerbaycan, ABD, Almanya, Ermenistan, Belarus, Ä°sveç, Ä°talya, Fransa, Türkiye, Çek ve Slovak Federal Cumhuriyeti’nden oluÅŸan 11 ülkenin ismi belirtildi. Minsk Konferansı için koordinatörlük görevi Ä°talya’ya verildi ve konferansa baÅŸkanlık etmek üzere Ä°talyan temsilci Mario Raffaelli atandı. Konferansın Temmuz 1992’de Minsk’te gerçekleÅŸtirilmesi öngörülüyordu. AGÄ°K’in bu giriÅŸimi BM’den de destek gördü. BM Güvenlik Konseyi’nin 26 Mart 1992 tarihli toplantısında, soruna doÄŸrudan müdahale etmeme ve AGÄ°K’in giriÅŸimlerini destekleme kararı alındı. 1 Nisan 1992’de Roma’da Minsk Konferansı’nda yer alacak ülkelerin temsilcilerinin katılımı ile Raffaelli baÅŸkanlığında toplantı yapıldı.

Minsk sürecinin baÅŸlamasının hemen ardından Ermenistan 8 Mayıs 1992’de ÅžuÅŸa’yı, 17 Mayıs 1992'deyse Laçın’ı iÅŸgal etti. 21 Mayıs 1992 tarihinde Helsinki’de gerçekleÅŸen AGÄ°K Kıdemli Memurlar Komitesi toplantısında ABD temsilcisinin önerdiÄŸi, Azerbaycan’ın toprak bütünlüÄŸünü vurgulayan ve bölgedeki tüm yabancı askeri güçlerin çekilmesini öngören tasarı için, Ermenistan dışındaki 51 ülkenin temsilcileri lehte oy kullandılar. UzlaÅŸma saÄŸlanmadığı için tasarı karara dönüÅŸtü. Aslında bu ilk sınav AGÄ°K çerçevesindeki sürecin geleceÄŸine de ışık tutmaktaydı.

1992 yazında çatışmaların ÅŸiddetlenerek devam etmesi uluslararası gözlemcileri yeniden arabuluculuk yapmaya itti. 26 AÄŸustos 1992’de Kazakistan Devlet BaÅŸkanı Nazarbayev ateÅŸkes ilan edilmesi için giriÅŸimde bulundu. 27 AÄŸustos’ta ise Minsk Grubu BaÅŸkanı Mario Raffaelli sırasıyla Azerbaycan’ı ve Ermenistan’ı ziyaret ederek ateÅŸkes yapılması ve Minsk Konferansı için görüÅŸmelere baÅŸlanması çaÄŸrısında bulundu. Ä°lk sonuçlar Azerbaycan, Ermenistan ve Kazakistan DışiÅŸleri Bakanları arasında 27 AÄŸustos 1992’de Alma-Ata Beyannamesi’nin imzalanmasıyla elde edildi. Bu beyannamede öngörüldüÄŸü üzere, 1 Eylül 1992’den itibaren ateÅŸkes saÄŸlandı. 3 Eylül 1992’de taraflar Minsk Grubu’nun da çaÄŸrılarına uyarak bu belgeyi uygulamak için Ermenistan’ın sınırdaki Ä°cevan rayonunda protokol imzaladılar. 14-15 Eylül 1992 tarihlerinde üç taraflı çalışma grubu faaliyete geçti. Fakat bu defa da Ermenistan Alma-Ata Beyannamesi’ni reddetti ve Kazakistan’ın ikna çabaları da sonuçsuz kaldı.

20 Åžubat 1993’te Roma’da Azerbaycan, ABD, Ermenistan, Rusya, Ermenistan temsilcileri ve Minsk Konferansı BaÅŸkanı Raffaelli’nin katıldığı Roma görüÅŸmeleri baÅŸladı. GörüÅŸmeler sonucunda taraflar arasında ateÅŸkesin tam olarak saÄŸlanması ve Minsk Konferansı’nın resmen baÅŸlaması için anlaÅŸma saÄŸlanamasa da en azından ateÅŸkesin saÄŸlanması için bölgeye gözlemcilerin gelmesi konusunda uzlaÅŸmaya varıldı. Fakat 27 Mart 1993’de Ermenistan tarafından, Ermenistan’la Azerbaycan’ın eski DaÄŸlık KarabaÄŸ Özerk Bölgesi’ni (DKÖB) baÄŸlayan koridorlardan birisi olan Kelbecer rayonuna yönelik saldırı baÅŸlatıldı ve 3 Nisan 1993 itibariyle Kelbecer Ermenistan tarafından iÅŸgal edildi. 30 Nisan 1993’te BM Güvenlik Konseyi Kelbecer’in iÅŸgalini kınayan, iÅŸgalin hemen ve kayıtsız ÅŸartsız sona erdirilmesini öngören 822 sayılı kararı 15 üyenin oybirliÄŸi ile kabul etti. 3 Mayıs 1993’te Rusya Devlet BaÅŸkanı Yeltsin’in öncülüÄŸünde Rusya, Türkiye ve ABD, AGÄ°K süreci çerçevesinde bir barış giriÅŸimi baÅŸlattıklarını açıkladılar. Tarafların, 14 Mayıs 1993’e kadar Ermeni güçlerinin Kelbecer’i boÅŸaltmasını, 17 Mayıs 1993’ten itibaren de AGÄ°K çerçevesinde barış görüÅŸmelerinin devam ettirilmesini öngören tekliflerini Azerbaycan kabul etse de Ermenistan buna yine yanaÅŸmadı.

BMGK kararlarını ihlal eden Ermenistan yaptırıma maruz kalmadı

3-4 Haziran 1993 tarihlerinde AGÄ°K üyesi 9 ülkenin (ABD, Rusya, Fransa, Türkiye, Ä°talya, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Ä°sveç ve Belarus) temsilcilerinin Roma’da gerçekleÅŸtirilen görüÅŸmesinde Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının çözülmesine yönelik yeni bir belge hazırlandı. BM Güvenlik Konseyi’nin 822 sayılı kararının uygulanması ve AGÄ°T çerçevesinde görüÅŸmelere devam edilmesine yönelik “Acil Eylem Planı” kabul edilerek taraflara sunuldu. “Acil Eylem Planı”na göre 15 Haziran 1993’ten itibaren Ermeni tarafı Kelbecer’i tamamen boÅŸaltmaya baÅŸlamalı, 20 Haziran 1993’te boÅŸaltılma iÅŸlemi tamamlanmalı ve 1 Temmuz 1993’ten itibaren AGÄ°K’in 50 gözlemcisi bölgeye yerleÅŸtirilmeliydi. Ardından, 7 AÄŸustos 1993 tarihinden geç olmamak kaydıyla, Minsk Konferansı çerçevesinde görüÅŸmelerin yeniden baÅŸlaması gerekmekteydi. Azerbaycan “dokuzlar”ın bu barış planını kabul etti ve imzaladı. Ermenistan bu planı sözde kabul etmekle birlikte Azerbaycan topraklarını iÅŸgale devam etti. 1993 yılı sonuna kadar Ermenistan Azerbaycan topraklarını iÅŸgale, BM Güvenlik Konseyi yeni kararlar almaya, AGÄ°K yeni “acil eylem planları” sunmaya devam etti. Ermenistan BM Güvenlik Konseyinin kararlarını ve AGÄ°K’in acil eylem planlarını uygulamadığı halde herhangi bir yaptırıma maruz kalmamıştır.

Çözüm süreci üç eÅŸbaÅŸkanın tekelinde

1994 Mayıs’ında Azerbaycan ile Ermenistan arasında ateÅŸkesin saÄŸlanması sürecinde ana rol Rusya’da olsa da AGÄ°K de sürecin bir parçası oldu. Aralık 1994’te gerçekleÅŸtirilen AGÄ°T BudapeÅŸte Zirve Toplantısı’nda Minsk Grubu’nun o zamana kadar sürdürülen yapısında deÄŸiÅŸiklik yapılarak tek baÅŸkanlı sistem yerine eÅŸbaÅŸkanlık sistemi oluÅŸturuldu. Bu toplantıda Rusya’ya Minsk Grubu içinde daimî eÅŸbaÅŸkanlık statüsü verilirken, NATO ve Rusya’nın ortak barış gücü oluÅŸturması hususu da karara baÄŸlandı. AGÄ°T bu kararıyla, Rusya’ya Minsk Grubu’nda daimî eÅŸbaÅŸkanlık görevi vererek onun tepkilerini azalttı ve buna paralel olarak, sorunun çözümünün AGÄ°T çerçevesinden çıkmasını ve Rusya’nın tekeline geçmesini önlemeye çalıştı.

1995-1996 yıllarında Minsk sürecinde hem Minsk Konferansı için hem de Minsk Grubu için ayrı ayrı eÅŸbaÅŸkanlar atandı (örneÄŸin, Åžubat 1996 sonlarında Minsk Konferansı EÅŸbaÅŸkanları V. Lozinski ve H. Talvitye, Minsk Grubu EÅŸbaÅŸkanları V. Kazimirov ve R. Niberg bölgeyi ziyaret ettiler). Bu dönemde Minsk Grubu çerçevesindeki toplantılarda grubun üyelerinin çoÄŸu yer almış, sorun henüz eÅŸbaÅŸkanların tekeline geçmemiÅŸti.

1996 yılındaki Lizbon Zirvesi sonrasında AGÄ°T Minsk Grubu’nda eÅŸbaÅŸkanlık açısından bazı deÄŸiÅŸiklikler yapıldı. Önce Ocak 1997 baÅŸlarında Minsk Grubu’na Fransa’yı temsil eden bir eÅŸbaÅŸkan atandı. Ardından Rus ve Fransız eÅŸbaÅŸkanların yanına, bir de ABD’li eÅŸbaÅŸkan atandı. Danimarka DışiÅŸleri Bakanı ve AGÄ°T Dönem BaÅŸkanı Niels Helveg Petersen 14 Åžubat 1997’de, AGÄ°T’in Minsk Grubu’nun yeni eÅŸbaÅŸkanlarını onayladılar. Böylece AGÄ°T Minsk Grubu için üçlü eÅŸbaÅŸkanlık sistemi baÅŸlayarak çözüm süreci neredeyse bu üç eÅŸbaÅŸkanın tekeline geçti ve Eylül 2020’ye kadar bu durum böylece devam etti.

EÅŸbaÅŸkanlar tarafından ÅŸimdiye kadar çok sayıda öneri gündeme getirildi, bunlardan bazıları plan, bazıları ilkeler ÅŸeklinde oldu. Bu öneriler arasında en büyük yankı uyandıranı taraflara 1997 ve 1998 yıllarında sunulan, sorunun çözümüne iliÅŸkin en kapsamlı planları içeren üç çözüm önerisi (barış anlaÅŸması taslağı) olmuÅŸtur. Ä°lk iki plan Azerbaycan tarafından kabul edilmesine raÄŸmen Ermenistan tarafından reddedildiÄŸi için, AGÄ°T Minsk Grubu eÅŸbaÅŸkanları üçüncü tasarıyı ortaya koyma gereÄŸi duydular. Rus eÅŸbaÅŸkan tarafından hazırlanan ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüÄŸünün ortadan kaldırılmasını hedefleyen üçüncü öneri ise Azerbaycan tarafından kabul edilmedi. Daha sonra açıklandığına göre Rusya tarafından üçüncü önerinin bu ÅŸekilde hazırlanma nedeni, çözüme sadece Ermenistan’ın yanaÅŸmadığı ÅŸeklindeki görüntünün ortadan kaldırılmasını saÄŸlamaktı.

EÅŸbaÅŸkanlar 1999, 2001, 2004, 2007 yıllarında yeni giriÅŸimler ortaya koydular, yeni süreçler baÅŸlatmaya çalıştılar. 29 Kasım 2007’de Azerbaycan ve Ermenistan DışiÅŸleri Bakanları Elmar Memmedyarov ve Vardan Oskanyan Ä°spanya’nın baÅŸkenti Madrid’de AGÄ°T Minsk Grubu eÅŸbaÅŸkanları ile görüÅŸtüler. Bu görüÅŸmede Minsk Grubu EÅŸbaÅŸkanları, Memmedyarov ile Oskanyan’a KarabaÄŸ sorununun çözümünün temel ilkelerine iliÅŸkin yeni öneriyi (sonradan "Madrid ilkeleri" olarak adlandırıldı) sundular. Fakat Ermenistan bu ilkeleri önce kabul etse de sonradan uygulama konusunda farklı davrandığı için süreç yine tıkandı. 2009 yılında taraflara sunulan yenilenmiÅŸ Madrid Ä°lkeleri de benzer bir kader yaÅŸadı.

Nisan 2016’da Ermenistan’ın provokasyonu sonrasında iki ülke arasında çatışmaların yoÄŸunlaÅŸması eÅŸbaÅŸkanları “harekete geçirdi”, çözüme yönelik çabalar sözde yoÄŸunlaÅŸtı ve masaya “Lavrov Planı” olarak tanımlanan yeni öneriler konuldu. Ermenistan bu plana itiraz etmese de fiiliyatta hiçbir adım atmadı ve Azerbaycan toprakları üzerindeki iÅŸgalini sürdürdü.

EÅŸbaÅŸkanlar çözümsüzlüÄŸün ömrünü uzatıyor

Özellikle 2008 yılından itibaren Azerbaycan, eÅŸbaÅŸkanları sorunun çözümü, uluslararası hukukun temel kurallarına uyulması, BM Güvenlik Konseyi baÅŸta olmak üzere uluslararası kuruluÅŸları konuya iliÅŸkin kararlarının uygulanması konusunda daha ciddi çabalar sarf etmeye davet etti. 2010’lu yıllardaysa hem Azerbaycan hem de Türkiye (zaman zaman da Ä°ran) eÅŸbaÅŸkanları sonuç alacak ÅŸekilde çalışmamakla, iÅŸgalin sürmesine katkı saÄŸlamakla suçladılar. Gerçekten de eÅŸbaÅŸkanlar sanki asıl görevleri sorunu çözmek deÄŸil, çözümsüzlüÄŸün ömrünü uzatmakmış gibi çalışmaya baÅŸladılar.

EÅŸbaÅŸkanlar sorunun çözümüne katkı yapmamakla, çözümsüzlüÄŸün uzamasını saÄŸlamakla farklı çözüm arayışlarını da sürekli sabote ettiler, sorunun çözümü konusunda sadece kendilerinin yetkili oldukları konusunda ısrarlı açıklamalar yaptılar.

Temmuz 2020’de Ermenistan’ın Azerbaycan ile sınır hattında kapsamlı bir askeri harekât baÅŸlatmasının, Azerbaycan askerlerinin ve sivillerin yaÅŸamlarını kaybetmesine neden olmasının ardından Azerbaycan yetkilileri ısrarla eÅŸbaÅŸkanların ve uluslararası kuruluÅŸların etkili adımlar atması, Ermenistan’ın yeni provokasyonlarının mutlaka önlenmesi hususunda çaÄŸrılarda bulundular. Fakat bu adımlar da atılmayınca 27 Eylül itibariyle Ermenistan Azerbaycan’a yönelik yeni bir provokasyon giriÅŸiminde bulundu. Azerbaycan’ın buna karşı baÅŸlattığı askeri harekatla birlikte Azerbaycan, topraklarını Ermenistan iÅŸgalinden kurtarmaya baÅŸladı. Dolayısıyla Azerbaycan Minsk Grubunun ve eÅŸbaÅŸkanların yaklaşık 26 yıl boyunca barışçıl yollarla yapmaları gerekeni askeri yolla yapmak zorunda kalmıştır.

Bu süreç Minsk Grubunun ve eÅŸbaÅŸkanların kaderini de etkileyecektir. Azerbaycan bu harekâtı baÅŸarıyla sonuçlandırırsa, BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarının uygulanmasını saÄŸlayabilirse Minsk Grubuna ya da eÅŸbaÅŸkanlara ihtiyaç kalmayacak. Azerbaycan Ermenistan iÅŸgali altındaki topraklarının tamamını askeri yolla kurtarmaz ve barış görüÅŸmelerine (askeri+diplomatik yöntem) devam ederse bu kez de Minsk Grubunun ve eÅŸbaÅŸkanlık kurumunun daha farklı ÅŸekilde oluÅŸması gerekecektir. Özellikle de yıllardır kendisine haksızlık yapılan Türkiye’nin pozisyonunun güçlenmesi ÅŸeklinde.

Analiz: Araz Aslanlı: (Azerbaycan Devlet Gümrük Akademisi Daire BaÅŸkanı ve Kafkasya Uluslararası Ä°liÅŸkiler ve Stratejik AraÅŸtırmalar Merkezi (QAFSAM) BaÅŸkanı)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.