Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Kitap inceleme: Amerikan Yahudiliğinin tarihi dönemleri

Kitabında Amerikan Yahudiliğini üç önemli başlık altında inceleyen ismail Başaran, ABD'deki Yahudi cemaatinin oluşumunun tarihi safahatını, ortaya çıkan farklı anlayış ve grupları ve onların oluşturduğu öne çıkan Yahudi kurumlarını işliyor.



Tarihteki en eski topluluklardan biridir Yahudiler. Tarih boyunca dağınık halde, sürgün hayatı sürdüren bu halkın üyeleriyle ilgili hemen her zaman bir kuÅŸku, bir tereddüt, bazen bir nefret duygusu da hakim olmuÅŸtur yaÅŸadıkları bölgelerdeki diÄŸer halklara. Bu sebeple de tarih boyunca pogrom, holokost benzeri birçok felaket de yaÅŸamışlardır. Özellikle Ä°kinci Dünya Savaşı esnasında Hitler Almanya’sında baÅŸlarına gelen felaket sonrasında kurulan Ä°srail devletiyle de benzeri eziyetlerin bu kez Yahudiler eliyle Müslümanlara yöneltildiÄŸini görürüz. Ä°srail’in bu ÅŸiddetine en büyük desteÄŸi veren, açıktan destek vermese de tamamen görmezden gelen ABD’deki Yahudi lobisinin gücü bu ülkedeki seçimleri bile etkileyecek boyutta addedilir. Birçok komplo teorisine konu edilen birçok Yahudi ailenin genel olarak dünyanın ve ABD’nin gerek siyasetine gerekse ekonomisine hakim olduÄŸu düÅŸünülür.
 
Amerika’da yıllarca Diyanet
 
Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı adına din hizmetleri görevinde bulunan Ä°smail BaÅŸaran’ın Amerikan YahudiliÄŸi baÅŸlıklı kitabı Ä°srail’den fazla Yahudi’nin yaÅŸadığı ABD’deki (buradaki Yahudi nüfusu yedi milyon kadardır; Ä°srail’deki Yahudi nüfus ise 2020 istatistiklerine göre 6 milyon 772 bindir) YahudiliÄŸin tarihsel geliÅŸimini, buradaki Yahudi grupları, öne çıkan Yahudi kurumları irdeliyor.
 
Yaygın kanaatlere göre ilk kez 1654 yılında Amerika kıtasına ayak basan Yahudiler, ABD’nin toplumsal yapısında “Amerikan çoÄŸulculuÄŸu” olarak bilinen yapının sınır ve boyutlarını belirlemede önemli bir etken olmuÅŸtur. Yeni Dünya ve hatta Yeni Babil olarak nitelenen ABD’nin baÅŸlangıcından beri farklı dini ve etnik gruplara ev sahipliÄŸi yaptığı biliniyor. ABD’deki en temel grup Hıristiyanlarken, etnik farklılıkların da buna karşın Amerikan kültüründe önemsendiÄŸi ileri sürülebilir. Özellikle Ä°ngiltere’de gördükleri birtakım eziyetler sonrası “mesihi bir yolculukla” Amerika’ya göçen püriten Hıristiyanların Tanrı’nın ahitleÅŸtiÄŸi “gerçek Yahudiler”in kendileri olduÄŸunu, bu açıdan “hakikat”e de sadece kendilerinin sahip olduÄŸunu düÅŸünmeleri sebebiyle diÄŸer inanç sahiplerine hor görüyle yaklaşıp dışlamaları, Yahudileri “dünyanın aÅŸağılık ve rezil insanları” olarak addetmeleri Yahudilerin “Amerikan çoÄŸulculuÄŸu” içinde kendilerine bir yer bulabilmeleri için epey bir zaman ve çaba gerektirir.
 
 
Güvenli sığınak
 
Hıristiyan Avrupa toplumlarında dışlanan ve birçok eziyete, pogroma, felakete katlanmak zorunda kalan Yahudilerin “tarihi bir fırsat” addederek göçtükleri Amerika’da yirminci yüzyılın ortalarında ABD’yi -Protestan Hıristiyanlığının hegemonyasına raÄŸmen- dünya Yahudilerinin en kalabalık ve tartışmasız en önemli merkezi haline getirebilmeleri onların ABD’yi salt “güvenli bir sığınak” olarak düÅŸünmediklerini de ortaya çıkarır; aslında ABD’de yaÅŸayan birçok Yahudi için ABD “gerçek bir ev”dir de.
 
Kitabında Amerikan YahudiliÄŸini üç önemli baÅŸlık altında inceleyen ismail BaÅŸaran, ABD’deki Yahudi cemaatinin oluÅŸumunun tarihi safahatını, ortaya çıkan farklı anlayış ve grupları ve onların oluÅŸturduÄŸu öne çıkan Yahudi kurumlarını iÅŸliyor. Bu konuları ele alırken doÄŸrudan Amerikan YahudiliÄŸi alanında uzmanlaÅŸmış kiÅŸilerin çalışmalarını birincil kaynak olarak kullanan BaÅŸaran, olabildiÄŸi kadarıyla orijinal eserlere atıfta bulunuyor.
 
Ana Hatlarıyla Amerikan YahudiliÄŸi, Ä°smail BaÅŸaran, Çizgi Kitabevi, 2020
 
ÇaÄŸdaÅŸ nihilizmin kötümser bir figürü
 
Ä°kinci Dünya Savaşı’nın baÅŸlamasına kadar bir Hitler hayranı olan Rumen asıllı Fransız filozof Cioran genelde kötümser ve nihilizme yakın duran felsefi düÅŸünceleriyle ilgi çeker. Hemen her kitabında bu nihilizmin bazen açıktan, bazense gizlice titreÅŸip durduÄŸunu hissedersiniz. Ä°nsanlığın bütün baÅŸarılarını küçümseyerek eleÅŸtiren bir tutumun hakim olduÄŸu bu felsefi parçalarda Cioran’ın derdi bir uygarlık eleÅŸtirisi. Ancak asıl amacının bu yolla insana kusur ve yanlışlarını gösterme çabası olduÄŸu söylenebilir. Çıkışsızlığı bir çıkış olarak öneren bu bakış açısının bütün nihilist tınılarına karşın düÅŸünmenin baÅŸkaca imkanları olduÄŸunu da bize hatırlattığını ifade etmek gerekir.
 
Zamana DüÅŸüÅŸ, Emil Michel Cioran, çev. Haldun Bayrı, Metis, 2020
 
Hegel’den Freud’a giden Lacancı dolayım
Slovenya’da oluÅŸmuÅŸ Lacan okulunun iki seçkin ismi Slavoj Zizek ile Alenka Zupancic. Lacan’ın Freud’un geliÅŸtirdiÄŸi psikanalizi Hegel üzerinden yeniden okumasına benzer bir çabayı kitapta görmek bu açıdan gayet normal. Gerek Zizek gerekse Zupancic, Lacancı bakışlarına uygun olarak Hegel’i Freud’un, Freud’u da Hegel’in gözüyle yorumlayarak Hegel ile psikanaliz arasındaki bağı aydınlatmaya ya da Hegel ile psikanaliz arasında bir baÄŸ kurmaya çaba sarf ediyorlar. Bir anlamda Hegel’in önemsediÄŸi “olumsuzlama” ile Freud’un vurguladığı “dürtü” arasındaki mesafeyi yeniden adımlıyorlar.
 
Hegel ve Freud: Olumsuzlamadan Dürtüye, Slavoj Zizek-Alenka Zupancic, Encore, 2020
 
 
Hazırlayan: Murat Güzel / Açık GörüÅŸ Kitaplığı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.